Dünya

İsrail toplumundaki rekabetçi mağduriyete bir bakış – İsrail Haberleri

Çeşitli grupların sıklıkla birbirleriyle çatıştığı İsrail toplumunun zengin dokusunda, yakın zamanda yapılan bir araştırma, İsrail toplumunun karmaşık dinamiklerine ışık tutuyor. mağduriyet ve ayrımcılık bu kamusal söylemi kapsıyor.

Ben, Prof. Eran Halperin ve Leah Beloy ile birlikte, grupların mağdur ya da suçlu olarak kabul edilme durumu konusunda rekabet ettiği, “rekabetçi mağduriyet” olarak bilinen olguyu inceliyorum. toplumsal çatışmalar.

Geleneksel olarak çocuk edebiyatı, iyiye karşı kötünün, kahramanların kötülere karşı olduğu ve net ahlaki yargılar sunan geniş çizgileriyle çatışmaları resmeder.

Bu ikili bakış açısı, çocuklar için ahlaki kararları basitleştirirken, yetişkinlerin karşılaştığı incelikli gerçeklerle keskin bir tezat oluşturuyor. Bireyler olgunlaştıkça gerçekliğin çok daha karmaşık olduğunu ve ahlaki yargıların bir zamanlar inanıldığı kadar siyah-beyaz olmadığını anlamaya başlarlar. Her masalın birden fazla tarafının olduğunu kabul ederek, çok yönlü bir hikayeyi kavrayabilme ve ona tutunabilme becerisi, duygusal ve psikolojik olgunluk.

Bu farkındalık, grup kimlikleri ve çatışmaları bağlamında özellikle dokunaklı hale geliyor. İsrail’deki ultra-Ortodoks ve ultra-Ortodoks olmayan toplulukları veya çekişme halindeki diğer grupları tartışırken, anlatı genellikle kurban ve saldırgan ikilisine göre basitleşiyor. Her grup kendisini ahlaki açıdan üstün, adil ve mazlum olarak görürken, diğerini adaletsizliğin faili olarak algılamaktadır.

Sukot sırasında Mea Shearim sokak köşesinde HAREDİM. (Kaynak: MARC ISRAEL SELLEM/THE JERUSALEM POST)

Bu dinamik, özellikle koronavirüs salgını sırasında hem ultra-Ortodoks hem de laik toplulukların perspektifinden yürütülen bir dizi çalışmada araştırıldı.

Bulgular keskin bir bölünmeyi gösteriyor

Bulgular, ayrımcılık ve mağduriyet algılarında keskin bir ayrımı ortaya koyuyor. Devlet bütçesi tahsisindeki ayrımcılıkla ilgili soru sorulduğunda, ultra-Ortodoks yanıt verenler ezici bir çoğunlukla kendilerine adil davranılmadığını düşünürken, laik yanıt verenler bu tür ayrımcılığı reddetme eğilimindeydi. Bu yansıtılan duygu, soru tersine çevrildiğinde de gözlemlendi ve her iki grupta da yaygın bir rekabetçi mağduriyet duygusunun altını çizdi.

Reklamcılık

Ancak aynı araştırma ekibi tarafından yakın zamanda yürütülen bir anket, bu algılarda önemli bir değişime işaret ediyor. Korona virüs salgınının başlangıcından bu yana ilk kez ultra Ortodoks toplumun mağduriyet duygusunda dramatik bir değişiklik yaşandı. Geçen yılın Ocak ayında ultra-Ortodoks nüfusun %74’ü devlet tarafından olumsuz ayrımcılığa maruz kaldığını düşünüyordu. Ocak 2024 itibarıyla bu sayı %58’e düştü; bu, algılanan ayrımcılıkta önemli bir azalmaya işaret ediyor ve İsrail toplumunda çeşitli ayrımcılık deneyimlerinin daha geniş bir şekilde kabul edildiğini gösteriyor.

Görünüşe göre 7 Ekim’deki olaylar veya açıklamalarla tetiklenen bu değişiklik, rekabetçi mağduriyet anlatısında potansiyel bir dönüm noktasına işaret ediyor. İsrail içindeki grup kimliklerinin ve çatışmalarının gelişen dinamikleri ve bunun, farklı nüfuslar arasında uzlaşma ve anlayışa yönelik daha geniş bir eğilim anlamına gelip gelmediği hakkında soruları gündeme getiriyor.

İsrail, toplumsal dokusunun karmaşıklıkları arasında yol almaya devam ederken, bu çalışma, halkı arasındaki çatışma ve algı mekanizmalarına dair çok önemli bir bakış açısı sunuyor. Bu algıların evrimi, tüm grupların anlatılarının kabul edildiği ve saygı duyulduğu daha kapsayıcı ve empatik bir toplumun teşvik edilmesinde önemli bir rol oynayabilir.



Haber Azerbaycan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu