Haberler

Trajediden hoşlanan bir sanatçı: Oyunculuk aşkı ruhuna işlemiş

Adı denildiğinde akla ilk gelen “Topal Teymur” imajıdır. Performansında o ses, o performans, ciddiyet, kısacası her şey birbirini tamamlıyor. Onurlu sanatçı Hamlet Khanizadeh, Azerbaycan’ın tiyatro ve sinema sanatına damgasını vurmuş bir sanatçı.

Publika.az, bugünün sanatçıyı anma günü olduğunu bildirdi.

Hamlet Khanizade, 5 Haziran 1941’de Bakü’nün Şagan yerleşim yerinde doğdu. Daha okul yıllarından itibaren Hamlet’in doğuştan gelen yeteneği oyunculuk becerilerini ortaya çıkardı. Babası Leopar Adam onu ​​hiçbir zaman oyuncu olarak görmek istemedi. Buna rağmen oğlunun heyecanına engel olamadı. Küçük Hamlet’in içsel oyunculuk yeteneği ve becerileri onu büyük sahneye taşımayı başardı. 50’li yılların sonlarında Sanat Üniversitesi’ne girerek o dönemin büyük sanatçılarından oyunculuğun sırlarını öğrenmeye başladı. Öğrencilik yıllarından bu yana ön plana çıkan doğuştan gelen yeteneği çevresindekilerin dikkatinden kaçmadı. Üniversitenin öğretim tiyatrosunda yarattığı rollerle öğretmenlerinin ve öğrenci arkadaşlarının sevgisini kazanmayı başardı. Hamlet Khanizade tüm varlığıyla sanatına odaklandığı için ruhu oyunculuk aşkıyla beslendi.

1961’de Hamelt Akademik Drama Tiyatrosu’na oyuncu olarak katıldı. Ulusal Dram Tiyatrosu sahnesinde Hüseyin Cavid’in “İblis”, “Hayyam”, “Topal Teymur”, Samad Vurgu’nun “Vakıf”ı, Celil Memmedguluzade’nin “Deli Buluşması”, Nazım Hikmet’in “Şöhret ya da Unutulan Adam”, Shakespeare’in “Antonio” adlı oyunları sahneleniyor. ” ve benzeri eşsiz performanslarıyla, unutulmaz görüntüler sunarak gönüllerde kalmayı başarmıştır. Akademik Ulusal Drama Tiyatrosu, Hamlet Khanizade için bir okuldu. Ustalardan öğrenmiş ve kendi okulunu kurmayı başarmıştı.

“Şeytan nedir?” – Cümle ihanetlere dayanmaktadır.

Herkese ihanet eden kişi nedir? “Şeytan”

Hamel Khanizade’nin kendine has ses tonuna sahip bu mısralar insanda farklı bir etki bırakıyor. Bu sesi duymak çok zor…

Büyük sanatçı en az tiyatroda olduğu kadar sinemada da başarılıydı.

Film yönetmeni Hasan Seyidbeyli onu ilk kez ‘O kızı bul’ filminde çekti. Oynadı, kendini gösterdi, rolleri durmadı… “Yedi oğul istiyorum”, “Son Geçiş”, “Arkadan Darbe”, “Şehirde Yaz Günleri”, “Altın Uçurum”, “Babek”, “Güneydeki bir şehirde”, “Adam yerleşir”, “Soruşturma sürüyor”, “Trende”, “Katır Memmed”, “Kader Penceresi”, “Şeytanlar diyarındaki yabancı”, “Ada” Harikalar Diyarı”, “Nizami”, “Topal Teymur”, “Yaramaz”, “Yol Hikayesi” ve son olarak “Cinayet Günü” filmlerindeki kendine özgü rolleriyle her görüntüye damgasını vurmayı başardı. Hmalet Khanizade, 70’den fazla filmde birbirinden ilginç, unutulmaz ve sevilen rollere hayat verdi.

Sanatçı her zaman kendisine “uygun” roller arzulamıştır ve yaratıcı galerisine baktığınızda bunu başardığını görebilirsiniz. Hamlet Khanizade güçlü yaratıcı potansiyele sahip bir aktördü. Zengin iç dünyası ona çeşitli karakterlerin rollerini yaratmasına izin verdi. Hamlet, hayatının son günlerine kadar Khanizade’de özenle ve sevgiyle çalıştı.

Sanatçının kızı bir röportajında, “Babama Halk Sanatçısı unvanı verilmedi. İki kez Onur Sanatçısı unvanını aldı. Babam bu unvanı almayı çok istiyordu. Ben çocuktum, alamadım. O zaman anladım. Belki de tiyatrodan ayrılmak Halk Sanatçısı unvanını alamamasına sebep olmuştur. Çünkü beklemiş ve inanmıştır”…

Tiyatrodan çıktıktan sonra yaşanan 20 Ocak olayları oyuncunun sağlığını olumsuz etkiliyor. 20 Ocak sabahı Hamlet arkadaşlarıyla birlikte Khanizade’de şehir merkezine gider. Yaralıların oraya taşınmasına, cesetlerin bulunmasına ve ailelerine verilmesine yardım ediyor. Ancak çok geçmeden oyuncunun yüreği yaşananlara dayanamadı. Kızı bir röportajında ​​o günleri şöyle anımsıyor:

“20 Ocak olayının olduğu gün babam ve komşularımız bir araya gelerek şehre gittiler. Ertesi sabah bir yerden boğulmuş ve kapkara bir halde geri döndü. İnsanların ölümü, sokaklardaki cesetler, Şehirdeki katliam onu ​​fena halde sarstı. Her gün Şehitler Sokağı’na gidiyordu, eve geldiğinde ekmek yoktu. Yemek yemiyordu, ne konuşuyordu. Dönmemize bile izin vermiyordu. televizyonda.”

Ölümünden iki gün önce aile bireylerini de yanına alarak doğup büyüdüğü Şagan köyüne gitti. Tüm yakınlarıyla buluşup konuştu, hatta 20 Ocak olaylarını ağlayarak anlattı. Ertesi gün tekrar Şehitler Sokağı’na gittiğinde durumu bir anda kötüleşti ve başı ağrımaya başladı. Arkadaşları onu eve getirdiğinde oyuncunun beyin kanaması geçirdiği ortaya çıktı. O gün hastaneye kaldırılan oyuncu, ertesi gün 3 Şubat’ta 49 yaşında hayatını kaybetti. Sanatçı, vasiyeti gereği doğduğu yer olan Şagan köyü mezarlığına defnedildi. Kızının anlattığına göre cenazeye o kadar çok insan gelmiş ki.. Sıradan insanlar.. Kendisi gibi.. Belki Azerbaycan’ın her bölgesinden yas tutanlar vardı…

49 insan için çok da yaşlı bir yaş değil… Bu kısa süreye Hamlet, Khanizade’de bir ömür sığdırmayı başarmıştı. İster insanlığıyla, cesaretiyle, dürüstlüğüyle, ister karakterleri izlerken bugün yeri görülen büyük bir oyuncu ve sanatçı olarak.

Kızı, her doğum gününde ve anma gününde farklı paylaşımlar yapıldığını söylüyor. O kadar sıcak, güzel sözler yazıyorlar ki. Çok duygusal ve mutluyuz. Bu tamamen farklı bir duygu. Bu sevgidir, bu saygıdır. Bu her sanatçının kaderinde olmayan bir onurdur. İyi ki bu dünyadan bir Hamlet Hanizade’ye gelip geçmiş…

Haber Azerbaycan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu