Azerbaycan

Avukat: “Avrupa Mahkemesi’nden ayrılmak kolay değil”

Halid Bagirov, Rusya’nın Avrupa Mahkemesi’nden çıkarılmasına rağmen şikayetlerin değerlendirildiğini söyledi

22 Ocak’ta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Azerbaycan heyetinin faaliyetlerinin sınırlandırılmasına ilişkin kararı kabul etti.

Bunun nedeni ise ülkede siyasi tutuklamaların artması, AKPM eş raportörlerine getirilen kısıtlamalar, siyasi tutuklularla görüşmelerinin engellenmesi, Laçin koridoruna girilmesine izin verilmemesi ve AKPM’nin seçimleri gözlemlemeye davet edilmemesi.

Teklifi Almanya milletvekili Frank Schwabe yaptı ve karar oy çokluğuyla kabul edildi yapıldı.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İzleme Komitesi’nin bu önerinin değerlendirilmesiyle ilgileneceği bildirildi. Komitenin görüşünü sunmak için 24 saati vardır.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi. Fotoğraf: Leonid Andronov/shutterstock

Ardından Bakü’deki hükümet yanlısı medyada Azerbaycan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisinden çekileceği bilgisi yayıldı. olabilmek.

Peki Azerbaycan Avrupa Mahkemesi’nden ayrılabilir mi? Eğer giderse ülkeyi ne gibi sorunlar bekliyor?

Avukat Halid Bağırov Meydan TV’ye bunun o kadar da kolay bir iş olmadığını söyledi:

Bu kolay bir iş değil. Bakın Rusya’yı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden attılar ama hâlâ şikayetleri değerlendiriyorlar. Yani, belirli davaların dikkate alınacağı koşullar vardır. Onun için önce Avrupa Konseyi’nden çıkmalısınız, sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile ilişkiler gündeme gelecektir.”

Avukat bunu hükümetin propagandasının bir parçası olarak nitelendirdi:

Heyetin yetkilerinin sınırlandırılması henüz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden ayrılma anlamına gelmiyor. Azerbaycan’ı Avrupa Konseyi’nden atmazlarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden çıkamayız. Bu tür bir propagandayla muhtemelen alternatiflerin resmi Bakü’yü desteklemesi için bir halk ittifakı yaratmak istiyorlar.”

“PACE’in aldığı karar olumlu bir adımdır”

PACE’in aldığı kararla ilgili Halid Bagirov, bunun normal ve olumlu bir adım olduğuna inanıyor:

Şu soru ortaya çıkıyor: Azerbaycan neden Avrupa Konseyi’ne üye oldu? Amaç, Konseyin Azerbaycan’ı etkilemesi ve ülkede demokratik süreçlerin devam etmesiydi. Siyaset biliminde buna “etki yoluyla aktarım” denir. Bir sistemin oyun kurallarını kabul ediyorsunuz ve ona benzemeye çalışıyorsunuz. Örneğin İspanya ve Portekiz Avrupa kurumlarına katılarak komşularına baktıktan sonra değişmeye başladılar. Azerbaycan için de aynısını düşünüyorlardı ve bu fikir Almanya’nın fikriydi. Konu şu şekilde belirlendi: Ticaret yoluyla demokrasi, yani insanların ticaret yoluyla kademeli olarak demokratikleştirilmesi ve kültürel kültür çerçevesine getirilmesi. Ama bu olmadı, tam tersine ticaret yoluyla Avrupa’da yolsuzluk başladı..

Halid BağırovHalid Bağırov
Avukat Halid Bagirov

Ona göre Azerbaycan’ın Avrupa Konseyi’ne üyeliği ciddi bir başarıydı:

Modern dünyaya giriyorduk. Ancak daha sonra Avrupa kurumlarına yönelik hayal kırıklığı ve şüphecilik ortaya çıktı. En azından bu şekilde tepki vererek o umutların yok olma sürecini önleyebilirler.”

Bagirov, bu tür zor kararların yaklaşımı da değiştirebileceğini düşünüyor:

Yani 90’lı yıllardan itibaren Azerbaycan gibi ülkelere yaklaşım başarıya ulaşmadı, tam tersine o ülkeler daha otoriterleşti, değerlerden uzaklaştı, hatta bu kurumlar içinde sorun yaratmaya başladı. Bu nedenle karar normaldir.”

Sürecin gidişatına bakıldığında Bagirov’a göre heyetin oy hakkı elinden alınabilir. Bu nihai karara bağlı olacaktır.

Milletvekili kararın adil olmadığını söyledi

Milletvekili Ceyhun Memmedov, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin kararının adil olmadığını düşünüyor.

Sadece şimdi değil, geçmişte de Azerbaycan’a çifte standart uygulandığına inanıyor:

“Dikkat çekici olan, Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı yaptıklarına ilişkin şu ana kadar benzer bir kararın alınmamış olmasıdır. 22 Ocak’ta böyle bir karar verilmesi haksızlıktır ve kararın nereden geldiğini de biliyoruz. Ancak birileri bu tür kararların Azerbaycan’ı etkileyeceğini ve değiştireceğini düşünüyorsa bu asla mümkün olmayacaktır. Tam tersine ilişkileri normal bir şekilde korumaya ve geliştirmeye çalışmak gerekiyor. Çünkü Azerbaycan’ın kararları ve attığı adımlar uluslararası hukuka dayanmaktadır. Bu anlamda Azerbaycan’ı suçlamak, Ermenistan’ın son 30 yılda yaptıklarına sessiz kalmak, Erivan’ı yeni savaşlara teşvik etmek, bölgedeki durumu daha da kötüleştirmek demektir.

Fotoğraf: Ceyhun Mammadov’un Facebook sayfasından

Ceyhun Memmedov da konuşmacıların tutuklularla görüşmesine izin verilmesi yönünde söylenenleri yalanladı:

“Bu imkansız ve biz işbirliği yapmaya hazırız. Biliyorsunuz Azerbaycan bazen polisin eylemleriyle, bazen de başka konularla suçlanıyor. Fransa ve Almanya’da polis vatandaşlara karşı yasa dışı davranışlar sergiliyor ve nedeni sorulduğunda bunu güvenlikle ilişkilendiriyor. Azerbaycan’la ilgili bu konuları abartarak insan haklarının ihlal edildiği izlenimini yaratmak temelden yanlıştır. Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ile her zaman işbirliği içinde olduk. Şimdi bakın son birkaç ayda her iki kurumun da Azerbaycan’a karşı ne kadar adaletsiz karar ve açıklama yaptığına bakın. Eğer gazetecilerin tutuklularla görüşmesine izin verilmediyse eminim ki ilgili makamlar bunu haklı çıkarmıştır.”

Milletvekili, Azerbaycan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni reddedebileceği yönündeki haberler hakkında yorum yapmadı.

Kendisinin bu durumdan haberi olmadığını söyledi.

Politikacı bunun makul, hatta gecikmiş bir adım olduğunu düşünüyor

Siyasi Yönetim Enstitüsü Başkanı Azer Gasimli, Meydan TV’ye, AKPM’nin Azerbaycan’a karşı çok önceden harekete geçmesi gerektiğini söyledi:

“PACE’in kararı sadece temel değil aynı zamanda gecikmiş bir adımdır. Parlamenterler Meclisi bu yıllarda kendi değerlerine kayıtsız kaldı, ne kadar çok milletvekili ve hükümet üyesi orada yozlaşmış ilişkilere girdi ve Batı değerlerini ayaklar altına aldı.”

Azer KasımlıAzer Kasımlı
Azer Kasımlı, Fotoğraf: Meydan TV

Kasımlı, Azerbaycan’ın Batılı kurumlardan kopma sürecinin başlayacağına inanıyor:

Bu sadece Avrupa Birliği ile ilişkilerde değil, Avrupa Konseyi ile ilişkilerde de kendini gösterecektir. Avrupa Konseyi’nin dünya siyasetinde karar alma düzeyinde önemli olmadığı doğrudur. Avrupa Konseyi’ne Avrupa Birliği veya NATO gibi davranılamaz. Mesele şu ki, Avrupa Konseyi’ndeki milletvekilleri ülkelerindeki otoriteleri etkileyen ya da karar veren kişilerdir. Dolayısıyla 22 Ocak kararının gözden kaçmayacağını düşünüyorum. Ben resmi Bakü’nün Batılı ülkelerle ilişkilerinin giderek kötüleşeceğine inanıyorum.”

Meydan.tv sitesininin makalesinin bir kısmı kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu