Azerbaycan

Türkiye büyükelçiliği Cumhuriyetin 100. yıl dönümüne muhalefeti davet etmedi

Cemil Hasanlı: “Türk Büyükelçiliği Cumhurbaşkanlığı İdaresi’nin bir dairesi gibi davranıyor”

Azerbaycan’daki Türkiye Büyükelçiliği, Cumhuriyetin 100’üncü yılı nedeniyle düzenlenen etkinliğe Müsavat Partisi ve Milli Konsey liderlerinin yanı sıra bağımsız, muhalefet yanlısı siyasi yorumcuları davet etmedi.

Etkinlik 29 Ekim’de Haydar Aliyev Merkezi’nde düzenlendi.

“İki yıldır davet etmiyorlar…”

Müsavat Partisi Genel Başkanı Arif Hacılı, Meydan TV’ye, Türkiye büyükelçiliğinden davet almadıklarını söyledi.

Ona göre büyükelçilik onları ikinci yıldır etkinliklerine davet etmedi.

Arif Hacılı
Fotoğraf: Meydan TV

Milli Konsey Başkanı Cemil Hasanlı da son 2 yıldır büyükelçilik etkinliklerine davet almadıklarını söyledi.

“Sadece yetkililerle çalışıyorlar”

Cemil Hasanlı, bu durumun Türk büyükelçiliğinin Azerbaycan makamlarının yönetim kurallarına uyum sağlamasıyla ilgili olduğunu söylüyor. Ancak muhalefet parti ve kuruluşlarının temsilcilerinin büyükelçilik etkinliklerine davet edilmemesi yönündeki talimatın da Ankara’dan gelebileceği ihtimalini göz ardı etmiyor:

Kural olarak Azerbaycan makamları Bakü’deki yabancı elçiliklere bu yönde baskı yapıyor. Ancak her durumda Azerbaycan’daki Batılı ülkelerin diplomatik teşkilatları protokolde muhalefete yer ayırıyor. Ne yazık ki, son yıllarda Azerbaycan’daki Türk büyükelçiliği Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi’nin sadece bir dairesi değil, hatta bir bölümü gibi davranmakta ve yetkililerin çizdiği dairenin dışına çıkamamaktadır. Sadece yetkililerle çalışıyorlar.”

Cemil Hasanlı. Fotoğraf: Meydan TV

“Son yıllarda bazı kitlesel etkinliklerde Türk büyükelçisini veya büyükelçilik personelini halk arasında gördünüz mü? Hatta Şubat ayında Türkiye’de büyük bir trajedi yaşandığında, taziyeye gelen sıradan insanlara büyükelçiliğin kapılarını kapattılar. Şehitler Caddesi’ndeki anıt kompleksinin Türk askerine açılışından bu yana her yıl 15 Eylül’de o mübarek anıtı ziyaret ediyoruz. Daha önce ziyaretlerde büyükelçi ve büyükelçilik personeli de oradaydı. Ancak son yıllarda bunu göremiyoruz. Bu yıl 15 Eylül’de orada kalabalık bir hac töreni gerçekleştirdik. Yetkililer Türk askeri anıtı önünde böylesine utanç verici bir provokasyona başvurdu. Sonuçta Türkiye’ye, Azerbaycan’da uyuyan Türk askerinin ruhuna saygısızlıktı.”– Cemil Hasanlı kaydetti.

Muhalefet ise gerekçe olarak yetkililerin baskısını gösteriyor…

Ulusal Konsey Başkanı, yıllar önce durumun farklı olduğunu söylüyor:

“Geçen yüzyılın 90’lı yıllarından bu yana Türkiye’nin tüm etkinliklerine katıldık. Bakü’yü ziyaret eden Türk devlet yetkilileri muhalefet liderleriyle görüştü. Türkiye’de kabul edildiler. Zaman içerisinde Türkiye’nin devlet başkanları Mesud Yılmaz, Süleyman Demirel, Alp Arslan Türkeş, Necmeddin Erbakan, Erdal İnönü, Murad Garayalçın, Abdulla Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeçali ve bireysel bakanlar, TBMM başkanları ile çok sayıda görüşmem oldu. Meclis ve milletvekilleri.”.

Elbette herhangi bir etkinliğe davet edip etmemek Türk Büyükelçiliğinin takdirindedir. Ancak Azerbaycan’da uzun yıllar muhalefet ve Azerbaycan halkı Türklük düşüncesini ve düşüncesini korumuş, Azerbaycan aydınları da Türklük düşüncesini yaşamıştır”, – Hasanlı ekledi.

Fotoğraf: Türkiye Büyükelçiliği Facebook sayfası

Ekim 2009’da İlham Aliyev’in Şahidler Hiyaban’daki Türk askeri anıtından Türk bayraklarını kaldırması üzerine Azerbaycan muhalefeti – Azerbaycan Halk Cephesi ve Müsavat partilerinin bayrağı yerine geri döndürmek için her türlü fedakarlığı yaptığını söyledi:

Aynı zamanda Yönetimin talimatıyla Azerbaycan Parlamentosu’nda Türkiye aleyhine kampanya başlattıklarında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Meclis’teki konuşmasını bozmaya çalıştıklarında biz onları engelledik. O zamanın Türk büyükelçileri ve elçilik görevlileri bunu iyi biliyor. Sonuçta en kritik zamanlarda bile Türkiye’nin yanında olan Halk Cephesi lideri Ali Kerimli’yi, Müsavat’ın başı Arif Hacılı’yı, uzun süre Müsavat’ın başkanı olan İsa Gambari’yi nasıl davet etmezsiniz? Kariyerini Türkiye ve Türklük aşkına feda eden Gültekin Hacıbeyli’yi ne zaman Cumhuriyet Bayramı’na teslim edeceksiniz? Bütün bunlar büyükelçiliğin Azerbaycan’ın yozlaşmış, otoriter rejiminin kontrolüne devredilmesiyle ilgilidir.

Büyükelçiliğin bu tutumunun nedeni olarak yalnızca Azerbaycan makamlarının politikasını gören Cemil Hasanlı, başka bir açıklama getiremeyeceğini söylüyor:

Fotoğraf: Türkiye Büyükelçiliği Facebook sayfası

Bana gelince, Türk Tarih Kurumu’nun Azerbaycan’daki 2 aktif üyesinden biriyim. O dönemde Türkiye Büyükelçiliği tarafından verilen “Türklüğe Hizmet” ödülünü aldım. Türk tarihinin en hassas dönemlerine ilişkin çalışmalarım İstanbul, Ankara, Moskova, Harvard, Londra, New York, Utah University Press ve diğer saygın yabancı yayınevlerinde yayımlandı. Türk üniversitelerinde öğretim sürecinde yazar ekibimiz tarafından yazılan ders kitapları kullanılmakta, birçok eserimiz eğitim-öğretim sürecinde okuma materyali olarak önerilmektedir. Hayali Ermeni Soykırımı’nın 100. yıl dönümünde biz ve Moskova’daki dostlarımız, bu Soykırımı inkar eden birçok eseri Rusçaya çevirerek Rusya’nın en prestijli yayınevi olan “РОССПЕН”de yayınladık. Örneğin Günter Levi’nin “Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Sorunu: Kurgu ve Gerçekler” adlı eseri (Günter Levy “Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Sorunu: Mitler ve Gerçekler”. Moskova: ROSSPEN, 2016).

Ed Erickson ve Justin McCarthy’nin kitaplarını Rusça yayınlayarak, bazı durumlarda bile gerçekleri ortaya çıkarmak için elimizden geleni yapabildik. Hayali Ermeni soykırımının 100. yıl dönümü arifesinde ülkenin lideri Abdulla Gül ile bir araya gelerek önleme stratejisinin çeşitli yönlerini tartıştık. “Rusya Askeri Tarihi ve diğer arşivlerden 1915-1916 olaylarıyla ilgili 850 sayfadan fazla değerli belgeyi, masrafları bana ait olmak üzere, Bakü’deki büyükelçilik aracılığıyla Türk Dışişleri Bakanlığı’na, hazırlanması için gönderdik. Ermenilerin yaklaşan saldırıları için” – not etti.

Fotoğraf: Türkiye Büyükelçiliği Facebook sayfası

Hasanlı, Türkiye Büyükelçiliği’nin bu duruma düşmesini utanç verici bir olay olarak değerlendiriyor: “Artık Türkiye aleyhinde konuşanlar, zaman zaman Türkiye aleyhine kampanyalara katılanlar, Türklüğü inkar edenler Büyükelçiliğin düzenlediği Cumhuriyet Bayramı’na davet ediliyor ama Cemil Hasanlı değil. Azerbaycan’daki Türk büyükelçiliğinin Azerbaycan hükümetinin bir uzantısı haline gelmesi gerçekten utanç verici. Bir an düşünün: İran büyükelçiliği ile Azerbaycan muhalefetini uzun yıllardır etkinliklerine davet etmeyen Türkiye büyükelçiliği arasındaki fark nedir? Ancak Türk devletine ve halkına karşı tavrım değişmedi.

Türk düşmanlarını öldürüyorlar, beni davet etmiyorlar”

Milli Konsey Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Gültekin Hacıbeyli, Cumhuriyet etkinliğine davet edilmediğini söyledi.

Sadece 2010-2012 yıllarında Türkiye Büyükelçiliği’nin resmi etkinliklerine davet edildiğini söyledi.

“2010’da bir kez aradılar. O dönemde büyükelçiyle çok iyi bir ilişkim vardı. Beni aradı ve neler olduğunu sordu. Milletvekillerinin tek tek seslendiğini, “Gültekin Hanım gelecek mi?” diye konuştu. Davet ettiniz mi?” diye soruyorlar. Ardından birkaç milletvekili büyükelçiye, Gültekin Hacıbeyli’yi selamlayan kişinin cezalandırılması yönünde Ramiz Mehdiyev’in doğrudan emri olduğunu söyledi. Ayrıca Türk büyükelçiliğini de benden uzak durmaları konusunda uyardılar. Ondan sonra yanılmıyorsam 2012’de beni bir kez daha aradılar ama hükümetin “sarı basını” benim o etkinliğe katılımımla ilgili o kadar iğrenç şeyler icat etti ve yazdı ki. Daha sonra korkudan tekrar davet etmediler. Yani Cumhurbaşkanlığı Yönetimi’nden benimle ilgili Türk büyükelçiliğine talimat verildiğini, Ramiz Mehdiyev’in de bu talimatı YAP teşkilatının başkanı olan bir milletvekili aracılığıyla verdiğini biliyorum.

Fotoğraf: Gültekin Hacıbeyli’nin “Facebook” sayfası

Gerçek şu ki, Türkiye’den nefret edenleri, Türk düşmanlarını öldürüyorlar ve beni davet etmiyorlar. İyi yaşasınlar. Türkiye benim ikinci evim. Onlar yüzünden vatanımı kıskanmıyorum.” Hacıbeyli vurguladı.

“Büyükelçilik, resmi Bakü’nün bu konudaki tutumunu dikkate alıyor”

Siyasi yorumcu Şahin Caferli konuya Türkiye’deki mevcut hükümetin iç ve dış politikası bağlamında yaklaştı.

Son 20 yılda mevcut Türk hükümetinin devlet kurumlarına el koyduğunu söyledi.

Daha önce Türkiye’de devlet-yönetim ayrılığı vardı; devlet aygıtı ve iktidarlar seçimlerle değişiyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun süren iktidarı döneminde devlet-hükümet farklılıkları giderek azalmaya başladı ve bunun sonucunda bu kavramlar çılgına döndü. Azerbaycan’da olduğu gibi Türkiye’de de devlet-hükümet ayrımından söz edemeyiz. Azerbaycan standartlarında olmadığı doğru ama devlet oldukça partizanlaştı. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi devlet aygıtına hakim oldu. Yargıyı da yönetir.”

Şahin Caferli’ye göre, devlet ile hükümet arasında fikir ayrılığı olduğunda büyükelçilik görevlerine yalnızca diplomatlar atanıyordu:

Şahin CaferliŞahin Caferli
Fotoğraf: Şahin Caferli’nin kişisel arşivi

Diplomat olmayan veya emekli bir kişi büyükelçi olarak atanamıyordu. Türkiye’nin şu anki büyükelçisi diplomat değil, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin eski bir milletvekilidir. Aynı şekilde Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardaki temsilcilerine baktığımızda o dönemde iktidarda bulunanlar görevlerinden ayrılarak büyükelçi olarak atanıyorlar. Bu açıdan bakıldığında Azerbaycan’daki Türkiye Büyükelçiliği esas itibariyle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin temsili işlevini görmektedir.

Mevcut büyükelçinin parti çıkarları ve mevcut Erdoğan hükümetinin Azerbaycan’la ilişkileri tarafından yönlendirildiğine inanıyor:

Bu politika, Türk yetkililerin sadece Azerbaycanlı yetkililerle iletişim halinde olduğu gerçeğine dayanmaktadır. Ancak daha önceki yıllarda Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye’nin başbakanları da muhalefetle görüşmüş ya da bağımsız sivil toplumun büyükelçilikle iyi ilişkileri vardı. Son yıllarda bunlar ortadan kalktı, Türk büyükelçiliği sadece hükümet ve hükümet yanlısı STK’larla iletişim kuruyor. Belki de muhalefet yanlısı bazı kişilerle bağlantıları vardır, bilmiyoruz. Şu anda yetkililer ve yakın çevreleriyle ilişkilerden memnun görünüyorlar. Yani elçilik, Bakü resmi yetkilisinin bu konudaki tutumunu dikkate alıyor, ona uygun politika uyguluyor ve kararlar alıyor.”

Fotoğraf: Türkiye Büyükelçiliği Facebook sayfası

Siyasi yorumcu, daha önce Türk büyükelçiliğiyle çok iyi ilişkilerinin olduğunu vurguladı.

Diplomatlarla yapılan etkinliklere ve toplantılara sık sık davet edildiğini söyledi.

Devlet-hükümet ayrımının olduğu dönemdi. Ancak uzun zamandır böyle bir davet almadım.”

Meydan TV, son 2 gün içinde muhaliflerin ve bağımsız siyasi yorumcuların etkinliğe davet edilmeme nedenini araştırmak için büyükelçilikle iletişime geçmeye çalıştı ancak bir sonuç alınamadı.

Büyükelçiliğin e-postasına gönderilen talebe de yanıt verilmedi.

Makale Meydan.tv sitesinden esinlenmiştir

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu