Azerbaycan

Hayvan pazarlarında durgunluk: Hayvanlar ucuz, et pahalı

Hayvan yetiştiricileri memnun değil, kasaplar memnun ve uzman ülkede serbest piyasa rekabetinin eksikliğine dikkat çekiyor

Ben üç ay önce 210 manata 37 kuzu aldım. Üç ay uğraşıp 20 kiloluk bir kuzuyu 300-320 manata kurtardım ama zar zor 240-250 manata sattım. Bin manat otun, bin manattan fazla yemin, alıp pazara götürmenin, ilacın, doktor parasının, pazar parasının maliyetini hesapladığımda 2 bin 300 manatı hayvanlara kaptırdım.”

Barda bölgesi sakini Elmaddin İbayev, Meydan TV’ye yaptığı açıklamada, Barda ve çevre bölgelerdeki hayvan pazarlarında bir aydır durgunluk yaşandığını söyledi. Hem alıcı hem de satıcı zayıf piyasa performansından memnun değil. Et satış fiyatında herhangi bir artış veya azalma olmamasına rağmen hayvan pazarlarında canlı ağırlıkta hayvanların satış fiyatında 50-100 AZN, büyükbaş hayvanlarda ise 150-200 AZN civarında düşüş yaşanıyor. Şu anda Barda’da dana etinin satış fiyatı 12-13 manat, koyun ve kuzu etinin satış fiyatı ise 16-17 manat arasında.

Kasaplar kaybetmez, kazanır, 12-13 manata canlı ağırlıkta koyun ve kuzu eti alırlar. Hala kesilip 16-17 manata satılıyor. Ayrıca sığır eti söz konusu olduğunda, bir kilogram canlı ağırlıktaki hayvan etini 10-11 manata alıyor, açığını ise 12-13 manata satıyor. Bunun biz köylülere, yani hayvanlar için pahalı ot ve yem satın alan çalışkan işçilere hiçbir faydası yok.” – diyor Elmaddin İbayev.

“Şahsen ben koyun ve kuzu satmaktan yoruldum, bankadan 4 bin lira kredi çektim ve 6 manda satın aldım. Ancak o hayvanın fiyatı önceki aylarda 850-900 manat iken şimdi 690-700 manata düştü. Bundan 2-3 ay önce 9 kiloluk kuzuyu 230 manata alamıyorduk. Artık 20 kiloluk bir kuzuyu 230-240 manata zar zor satabiliyorsunuz.– Elmeddin İbayev hayvan pazarındaki son durumu rakamlarla açıklıyor.

Satıcılar ve alıcılar hayvan pazarındaki düşüşün sadece et fiyatlarında olduğunu söylüyor. Süt hayvanlarında ise tam tersine 200-300 manatlık bir artış söz konusu.

“Damızlık hayvanların sütünde artış var. Bir ay önce 1700 manata aldığım yerli ineğin fiyatı şu an 2200 manat. Cins süt hayvanları 3500-4200 manat arasındadır“diyor alıcı.

Mezbahalarda ve piyasada tekel var”

Hayvancılık ve otlatma alanlarının fazla olduğu Kurdemir bölgesinde durumun iç açıcı olmadığı söyleniyor. Şu anda bölgede dana ve koç etinin fiyatı 15-16 manat, kuzu etinin fiyatı ise 17-18 manat. Hayvan pazarına getirilen hayvanlar, canlı ağırlıklarının kilogramı başına 2-3 manatın altında fiyatlara satılıyor. Altı baş hayvana sahip olan Kurdemir ilçesi sakini Elhan Usubov, bunu pazar ve mezbahalardaki tekele bağlıyor.

“Şu anda piyasaya sürdüğünüz et hayvanlarını 2-3 manat daha ucuza satacaksınız. Kasap komisyoncular için fark etmez. Kazananlar onlardır, kaybedenler ise hayvana zulmeden, bedelini ödeyenlerdir. Kasaplara verilip kesilirse 11-12 manattan fazlasına faydası olmaz, zarar olur. İmkanınız varsa bahçenizde kesip satabilirsiniz. İlçedeki atkasim istasyonları ve markette tekel bulunmaktadır. Herkesin hayvanını alıp kesmiyorlar, kim karşı çıkıyorsa, ucuza alındığı için hiç almıyorlar. Kendi adamları var. Piyasayı bir veya iki kişi yönetiyor. Kesim için Gürcistan’dan koyun getiriliyor ve pazarı öldürüyorlar. Kilosu 10 manata alınıyor, kesilip 15-16 manata satılıyor. Damızlık bir hayvan için dış görünüş önemli olmadığından erkek buzağının maliyeti 1300-1500 manat civarındadır. Aylar önce 1800-2000 manat arasındaydı. Yerli çeşitlerde dişi ise fiyat 800-1200 manat arasındadır”.

“Aldığımızdan 250-300 manat daha ucuzunu istiyorlar”

Hayvan alıcıları, bölgelerde saman ve yem ürünleri fiyatlarının önceki aylara göre arttığını belirtiyor. Şu anda fiyatı 7-7,30 kopek olan bir çuval yonca yaz ve eylül aylarında 5-6 manat seviyesindeydi. Bu durum hayvan pazarını etkilese de asıl etkinin yurt dışından ithal edilen büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısındaki artış olduğu düşünülüyor. Göyçay ve Barda pazarlarını düzenli olarak inceleyen hayvan alıcısı Elcan Aliyev, ithal edilen hayvanlar nedeniyle satın alıp beslediği yerli cins hayvanları bile fiyatına satamadığını söylüyor:

Piyasada satış ve alımlardaki zayıflık sadece ot ve yem ürünleri fiyatlarıyla ilgili değil. Barda pazarına Rusya ve Gürcistan’dan büyükbaş ve küçük boynuzlu hayvanlar getiriliyor. Bu pazar sadece onlara ait. Gence’ye, Kürdemir’e, Göyçe’ye, Bakü’ye her hafta et için 300-500 baş hayvan getiriliyor, bazen daha da fazla. Hem ot hem de yem çok pahalıdır. Yazdan bu yana otun fiyatı arttı, iki manat oldu. Her yıl bin balya ot alıyorum. Kuraklık çimleri de etkiledi, önceden hektar başına 250-300 balya veriyordu, bu yıl 50-60 balya zar zor çıkıyordu. Bu kadar yüksek fiyata bir hayvanı alıp beslemeye değer mi? Bu nedenle hayvan sayısı giderek azaltılıyor. İki haftadır dört küçük hayvan aldık, toplamda iki bin manata satamıyoruz. 3-4 kez alıp iade ettik. Bizim aldığımızdan 250-300 manat daha ucuz istiyorlar. Göyçay’da sığır eti 15-16 manat, kuzu eti ise 17-18 manat. Kasap canlı ağırlıktaki etleri 14 manata alıp kesiyor ve 2-3 manat daha fazlaya satıyor. Biz bakıcılar dezavantajlı konumdayız, kasaplar ise avantajlı durumda.”

Devlet İstatistik KomitesiDevlet İstatistik Komitesi
Fotoğraf: Meydan TV

Devlet İstatistik Komitesi’nin açıkladığı son bilgilere göre ülkedeki büyükbaş hayvan sayısı 2 milyon 533,1 bin, küçük boynuzlu hayvan sayısı ise 7 milyon 223,2 bin. Hayvan sayısındaki düşüş son on yılın en düşük seviyesine geriledi. Geçen yılın aynı dönemine göre büyükbaş hayvan sayısı yüzde 4,3 yani 113 bin, küçükbaş hayvan sayısı ise yüzde 8,9 yani 705 bin azaldı.

Fiyatı belirleyen taraf Bakanlık değil”

Ülkede on binin üzerinde mezbahanın olduğu Tarım Bakanlığı’ndan sözlü olarak bildirildi. Hayvan pazarlarında ve mezbahalarda fiyatı bakanlık değil, kendileri belirliyor. Kurum, aksine ülkede canlı ağırlık et fiyatının geçen yıla göre arttığını söyledi.

Tarım Bakanlığı. Fotoğraf: President.az

“Ülkede etin fiyatı farklı. Et, yem, ot fiyatlarını devlet düzenlemediği için bakanlık bu konuda bir pozisyon açıklayamıyor. Genel olarak bakanlık fiyat belirleyen bir taraf değil. Biz tarım ürünlerinin üretimini destekleyen bir kurumuz. İthalat ve ihracat işlemleri Tarım Bakanlığı tarafından yapılmaz, diğer kurumların işidir. Piyasayı yalnızca Ekonomi Bakanlığı’na bağlı kurumlar izleyebiliyor. Bu yılın Ocak-Eylül döneminde 424 bin 500 ton canlı ağırlıkta et üretildi. Geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında ise %3,2 daha fazla. Büyüme var, kıtlık yok.”

Yurt dışından çok fazla hayvan getirilirse iç rekabet olur.”

Ekonomist Natig Jafarli, ülkede et ve et ürünleri fiyatlarında artışın 2014 yılından itibaren başladığını söylüyor. Bunun temel nedeni ülkede 200.000 ton pamuk üretimine bağlı tarla ve mera ekimi ile ilgilidir. Son on yılda ot ve yem fiyatlarının artmasıyla birlikte etin maliyeti de arttı. Yurt dışından çok sayıda hayvan ithal edilmesini doğru bulan uzman, bunun iç pazardaki rekabeti artıracağını söylüyor:

“Son 10 yılda yem fiyatları 2-3 kat, bazı yem türlerinde ise 4-5 kat arttı. Bu durum hayvancılıkta et maliyetini etkiledi ve fiyatların artmasına neden oldu. Fiyatların artmasının ve değişmemesinin temel nedeni ciddi enflasyondur. Enflasyon ne zamandır çift haneli? Her şeyin fiyatı artarsa ​​üreticilerin et fiyatlarını artırmaması doğru olmaz. Buradan kazandıklarını da başka yere harcıyorlar ya da ödemek zorunda kalıyorlar. Diğer ihtiyaçlar artıyorsa neden et fiyatını artırmayalım? İthal hayvanlar söz konusu olduğunda ne kadar çok ithal edilirse o kadar iyidir. Bu fiyat düzenlemesinde rol oynar. Ancak bu hayvan yetiştiricileri et üreticilerini olumsuz etkiliyor ve pazarlarını engelliyor. Yurt dışından çok fazla hayvan getirilirse iç rekabet olur ve fiyatlar er ya da geç ayarlanır.”

“Devletin işlevi ve görevi adil bir rekabet ortamı yaratmaktır”

Uzman, ülkedeki hayvan sayısının azalmasını olumsuz bir durum olarak değerlendiriyor. Ülkede tekelin kaldırılması ve serbest piyasa rekabetinin kurulmasını kaçınılmaz görüyor.

“Ülkede büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısında azalma var, bu da ciddi bir sorun. Bu, yem tabanının azaldığını, diğer zorlukları ve düşük karlılığı gösterir. Kurtarılmış bölgelerde hayvancılığın gelişmesi için yeni bir potansiyel ortaya çıktı. Tarım Bakanlığı ve ilgili kurumlar pratik, çalışır bir program hazırlarsa, teşvik programlarını adım adım çekerlerse, o bölgelerde hayvancılığın gelişmesi için koşullar yaratırlarsa bir süre sonra piyasada belli bir istikrar ve düzenlemeye tanık olabiliriz. Fiyat düşmese bile sabit kalabilir.”

“Ülkede devletin, hükümetin, Tarım Bakanlığı’nın ve Ekonomi Bakanlığı’nın perakende fiyat piyasasına müdahale etme hakkı yoktur. Azerbaycan rekabet ortamına ve piyasa ekonomisine sahip olmalıdır. Tarife Konseyi’nin devletin hangi fiyatları etkileyebileceğine dair bir listesi var. Et pazarında bu mümkün değil. Devletin görev ve görevi adil bir rekabet ortamı oluşturmak, halkın sağlığını etkileyebilecek durumları önlemektir”, – diyor ekonomist.

Piyasa mantığıyla çalışıyorlar, ucuza alıp pahalıya satıyorlar.”

Natig Jafarli, hayvan pazarındaki mevcut durgunluğu da alım gücünün zayıf olmasına bağlıyor:

Konuşmacı CaferliKonuşmacı Caferli
Natig Jafarli, Fotoğraf: Meydan TV

“Çeşitli sebepleri olabilir, asıl sebep düşen alım gücüdür. Et talebi azaldıkça fiyatlar da etkileniyor. Ama köylerden ucuz et alıp yüksek fiyata satan et tüccarları için bu normal. Çünkü bu bir iş. Piyasa mantığıyla çalışıyorlar, ucuza alıp pahalıya satıyorlar. Bu iş adamlarının hatası değil, uzaktan çalışmalarından dolayı vergi ödemeleri gerekiyor, bunun sorumlusu onlar. Kilit hükümet kurumlarının adil, rekabetçi bir pazar ortamı yaratmaları için çaba sarf edilmesi gerekmektedir. O zaman hiçbir iş konsepti ve bu kadar zıt bir pazar olmayacak.”

Meydan.tv sitesininin makalesinin bir kısmı kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu