Gündem

Devlet adamları ve sanatçılar: “Vatan da evdir, buzdolabıdır…”

“Kimse devletin arayıp ev vereceğini, araba alacağını düşünmesin”

Sosyal ağdaki mali zorluklardan yazar Jalil Javanshir şikayet etti.

“Evlendim, kiradayım. Boşanmış, kira…”

Konut kredisini ödeyemediğini ve evden çıkmak zorunda kaldığını söyledi.

Çocukken kendime ait bir odam ve kütüphanem olsun isterdim. İki odalı evimizde böyle bir şansım olmadığından her zaman kitaplarımı alıp pencerenin bir köşesine sıkıştım. Akşamları gaz lambasının ışığında kitaplara bakıp hayaller kuruyordum. Bir gün kendi odam olacaktı”.

Celil Cavanşir. Fotoğraf: sosyal ağ

Evlendim, kiralar. Boşanmış, kirada. Kardeşlerin evi, arkadaşların evi, kiralar. 37 yaşında devletin kiracısı oldum. Ev aldım dedim ama bu ev almak değil. Mesela iki aydır konut kredisi borcumu ödeyemiyorum ve bu ayın sonunda devletle aramızdaki anlaşmaya göre evi sessizce devlete teslim edeceğim. Artık bu konuda endişelenmiyorum. umurumda bile değil”– Celil Javanshir yazdı.

Sorunlar, şikayetler…

Birkaç gün önce Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi (ANAS) çalışanı Yaseman Karagoyunlu da evsizlikten şikayetçi olmuştu.

Meydan TV’ye yaptığı açıklamada, ANAS yönetiminin kendisine daire verilmesi konusunda yalan söz verdiğini ve inşaat şirketine para verdiğini iddia etti. ödenmeyen.

Aralık 2022’de “Hukuk” yayınevinin başkanı Şahbaz Huduoğlu, 87 yaşındaki yazar Alisa Nicat’ın maddi durumunun kötü olması nedeniyle yardım kampanyası başlattı.

Kısacası Azerbaycan’da yaratıcı insanlar sıklıkla sosyal ve maddi sorunlarla karşılaşıyor ve evsizlikten şikayet ediyorlar. Bu toplumda açıkça kabul edilmiyor.

Bazıları sanatçılara ve yaratıcı insanlara devlet desteği verilmesi gerektiğine inanıyor. Bir kısım ise yaratıcı insanların tembel olmaması gerektiğini düşünüyor.

“Azerbaycan’da milyarlar birkaç kişinin elinde toplanmış durumda”

Yazar Şerif Ağayar, Meydan TV’ye, Azerbaycan’daki yaratıcı insanların yaşam standartlarının diğerlerine göre çok daha düşük olduğunu, bu nedenle devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini anlatıyor:

Sanatçının, yazarın insan olup olmadığı, işçinin, taksi şoförünün insan olup olmadığı sorulabilir. Gerçek şu ki, yaratıcı alandaki gelir kendi kendine yetecek düzeyde değil. Yaratıcı bir insanın mutlaka desteğe ihtiyacı vardır. Azerbaycan’da bekçisinden bakanına kadar herkesin geçimini sağlama olanağına sahip olması gerekir. Azerbaycan’ın maddi kaynakları ve zenginliği buna imkan veriyor. Bunun için toplumumuzu ve devletimizi öyle bir şekilde inşa etmeliyiz ki Azerbaycan halkının eli bu mutluluğa ulaşsın.”

Şerif Ağayar. Fotoğraf: “yeniyaz.az”

“Anavatan da evdir. Vatan aynı zamanda bir buzdolabıdır. Öyle bir toplum inşa etmeliyiz ki, tüm Azerbaycan vatandaşları ev ve araba alabilsin. Çocuğunuzu iyi okullara gönderin. Hastalandığında kendisine normal davranabilmeli ve insan gibi yaşayabilmelidir. Azerbaycan’da milyarlar birkaç kişinin elinde toplanmış durumda. Bunların çoğu görevli. Çoğunluk ihtiyaç içinde yaşıyor”, – dedi.

“Seni yaratıcı olmaya zorlamıyorlar”

“Mujru” yayınevinin kurucusu ve başkanı Müşfik Han ise aksini düşünüyor.

Yaratıcı bir insanın çağın gereklerine ayak uydurması ve sürekli olarak kendisi üzerinde çalışması gerektiğine inanıyor:

“Nasirler Azerbaycan’da sürekli çalışmıyor. Görüyorsunuz, kendisi bir web sitesinde editör. Ertesi gün bir şiir yazar. Başka bir gün bir rapor hazırlıyor. Kendini yazar olarak yetiştiremez. Daha sonra dünya kitap piyasasıyla karşılaştırıyor. Azerbaycan’daki belli bir ülkenin kitap pazarını dünyayla karşılaştırırken yazdığı metni karşılaştırabilmelidir. Yazdığı metnin ağırlığını ayarlamalıdır.

Mushfiq Khan’a göre din değiştirenlerin dış pazara girmesi gerekiyor:

“Azerbaycan’da yaşıyorsan yabancı dil konuşabilmelisin. Yabancı dilde yazabilmeli ya da çalışmalarınızı başka dillere çevrilerek yabancı platformlarda yer alacak şekilde düzenlemelisiniz. ‘Yazar Azerbaycan’da kazanamaz’, ‘Yazarın başka işi olmalı’ gibi şikâyetlere yer yok..

Müşfik Han. Fotoğraf: M. Khan’ın kişisel arşivinden

On yedi yıldır kitap basımı, basımı ve satışıyla uğraşıyorum. Yeni bir yaratıma başlayan, 22 yaşını aşan çok genç nesil daha aktif, daha doğru bir yaratım stratejisine sahip ve kısa sürede popüler olabiliyor. Çünkü çoğunun yabancı dil bilgisi var. Yabancı dilde düşünebilir ve yazabilirler. Dünya kitap piyasasını inceliyorlar, dünyada yaşanan edebi süreçleri yakından takip ediyorlar. Edebiyat yarışmalarına katılıyorlar. – yayıncı diyor.

Ona göre 90’lardan sonra edebiyata gelen kuşak bir şeylerden yakınıyor, birilerini suçluyor:

Kimse devletin arayıp ev vereceğini, araba alacağını düşünmesin. Ya da yakasına madalya asacak, diploma verecek, parayı zarf içinde verecek. Bunun için düzgün çalışmanız gerekir. Bu sorunun temelinde yaratıcı kişinin kendisi yatmaktadır. Kimseyi yaratıcı olmaya, roman ve şiir yazmaya zorlamıyorlar.”

“Biraz kaba gelse de insana istemediğini, git, ticaret yap, başka bir şey yap diyorlar. Herkes popüler olmak ister. Edebiyat tarihinde kalmak, ders kitaplarının arasına girmek istiyor ama bir o kadar da tatminsiz. Bir edebiyatçı iyi geçinmek ve tarihte kalmak istiyorsa kendi üzerinde çalışmalıdır. Yaratıcılığını yurtdışına taşımalı”, – dedi Müşfik Han.

“Devletin konut sağlaması Sovyetlerden kalma bir gelenektir”

Ekonomist Toğrul Valiyev, yaratıcı insanların ürünlerini pazarda satabilmesi gerektiğine inanıyor:

“Bazı nedenlerden dolayı yaratıcı insanların özel bir kategori olduğunu düşünüyorlar. Konutun devlet tarafından sağlanması Sovyetlerden kalma bir gelenek. Sovyet döneminde dairenin bir işçiye mi yoksa belli bir yazara mı verildiği önemli değildi.”

Toğrul MeşalliToğrul Meşalli
Fotoğraf: Toğrul Maşallı’nın kişisel arşivinden

Sovyetlerin devletten başka kaynağının olmadığını da hesaba katmak gerekir. Artık devletin dışında kaynaklar da var. Yazarlar ayrıca ürünler yaratmalı, kitap yazmalı ve satmalıdır. Azerbaycan piyasa ekonomisinde yaşadığı için birinin sosyal veya mali sorunlarını çözmek onun kişisel işidir. – Toğrul Valiyev kaydetti.

“Yaratıcı insanlar devlet tarafından desteklenmeli…”

Sosyolog Aynur Hajiyeva, yazarların yaratıcılığa yönelmesi için devlet desteğinin önemli olduğunu vurguluyor:

“Artık elektronik bir sistemde yaşıyoruz. Artık daha fazla elektronik bilgi ve elektronik kitap kullanılmakta, geleneksel kitaplara başvuranların sayısı da eskiye göre daha azdır. Eskiden öyle değildi, herkes gazete, kitap, dergi alıyordu. Bu nedenle yaratıcı insanların ürünlerini satıp gelire dönüştürme fırsatları çok az.”

Aynur Haciyeva. Fotoğraf: ITV’den ekran görüntüsü

Yaratıcı insanların belirli bir süre yazıp yaratabilmeleri ve eserlerinin tanıtılabilmesi için devlet tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Yurt dışına çıkmak mümkün. Yurt dışındaki yazarların eserlerini tanıtacak hükümet programları olmalı. Bu programdan geçirilen eserlerin yurt dışında tanınması için devlet tarafından desteklenmesi gerekmektedir. – sosyolog vurguladı.

Meydan.tv sitesininin makalesinin bir kısmı kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu