Dünya

Hamas, İsrail’e karşı ‘savaş alanlarının birliğinden’ henüz vazgeçmiş değil – İsrail Haberleri

Perşembe günü İsrail ile Lübnan sınırında yaşanan gerginlik, Hamas’ın “Savaş Alanlarının Birliği” vizyonunu gerçekleştirme umudunu yeniden canlandırdı. çok cepheli bir çatışmayı tetiklemekİsrail ile.

Hem Hamas hem de Hizbullah, İsrail ordu üslerine ve topluluklarına düzinelerce roket atılmasının sorumluluğunu üstlendi. Hamas, Hizbullah’ı savaşa sürüklemek konusunda çaresiz durumda.

Hizbullah ise Hamas’a, Lübnan merkezli grubun Filistinli müttefiklerini terk etmediği ve savaşa katılmaya hazır olduğu yönünde bir mesaj göndermeye çalışıyor.

Hizbullah’a bağlı El Ahbar gazetesine göre, Gazze Şeridi ve Lübnan’daki askeri faaliyetleri koordine etmek için Hamas ve Hizbullah da dahil olmak üzere “direniş ekseninin” tüm üyelerinin yer aldığı bir operasyon odası kuruldu.

Kuzey İsrail’de artan gerilim, Hamas liderlerinin İran ve vekillerinin başarısızlığıyla ilgili endişelerini dile getirmesinden 48 saatten kısa bir süre sonra geldi. Hizbullah İsrail’e karşı mücadeleye katılacak. Endişelere rağmen Hamas, Hizbullah’ın eninde sonunda İsrail’le savaşa katılacağı yönündeki umudundan hâlâ vazgeçmiş değil.

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (arkada solda) diğer yetkililerle birlikte Hamas lideri İsmail Haniye ve Hamas lider yardımcısı Salih el Aruri ile görüştü. Nisan 2023. (Kaynak: Hizbullah, Central Military Media Telegram aracılığıyla)

Savaş Alanlarının Birliği

Son birkaç yıldır Hamas ve Filistin İslami Cihad’ı (PIJ) bu fikri teşvik ediyor. wihdet al-sahat (“Savaş Alanlarının Birliği”) İsrail’le yapılacak bir başka savaş sırasında diğer tarafların da çatışmaya katılmasını öngörüyor. Bu partiler arasında Hizbullah’ın yanı sıra İran, Batı Şeria, Doğu Kudüs, İsrailli Araplar, Yemen merkezli Husiler ve Suriye de yer alıyor.

2022’de PIJ, İsrail ile üç günlük askeri çatışmasını Savaş Alanlarının Birlik Savaşı olarak adlandırdı. Bu çatışma, İsrail güvenlik güçlerinin Batı Şeria’nın Cenin şehrinden üst düzey bir PIJ aktivisti olan Bassam el-Sa’adi’yi tutuklamasının ardından patlak verdi. Ancak PIJ’in çatışma için seçtiği isim sahadaki gerçeklikle örtüşmüyordu; zira grup, Hamas kenarda dururken tek başına savaşmaya bırakıldı. Hamas aynı zamanda geçen Mayıs ayında İsrail’in PIJ’in üç askeri komutanını öldürmesinin ardından patlak veren İsrail-PIJ çatışmasına da karışmamayı tercih etti.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırmasından önce grubun liderleri, Gazze Şeridi’nde bir savaş patlak verdiğinde “direniş ekseninin” derhal İsrail’e saldıracağından emin görünüyordu.

Hamas liderlerinin açıklamalarına bakılırsa Batı Şeria’daki “silahlı direnişe” de büyük umutlar bağlıyorlardı. Son iki yılda Batı Şeria’da Hamas ve PIJ’e bağlı bir dizi silahlı grubun ortaya çıkışına tanık olduk. Bu gruplar arasında Cenin Taburu ve Aslan İni de yer alıyor. Bu liderler aynı zamanda birçok İsrailli Arap’ın 2021’de olduğu gibi sokaklara çıkıp İsraillilere yönelik şiddetli saldırılara girişeceğini umuyorlardı.

İsrail-Lübnan sınırında son iki haftadır yaşanan çatışmalar, Hamas tarafından “Savaş Alanları Birliği”nin nihayet gerçekleştiğinin bir işareti olarak memnuniyetle karşılandı. Ancak bazı Hamas liderleri, Hizbullah’ın İsrail’e büyük bir saldırı düzenleyememesinden duydukları hayal kırıklığını gizlemedi.

Hamas yetkilileri Halid Meşal ve Musa Ebu Marzuk’un, “direniş ekseninin” İsrail’e karşı mücadeleye katılamamasından duydukları hayal kırıklığını dile getirdikleri aktarıldı.

Ebu Marzuk, “Direniş ekseninin olaya (İsrail-Hamas savaşı) gösterdiği tepki hayal kırıklığı yaratıyor” dedi.

Meşal, “Hizbullah, İran ve Suriye’nin adımları yetersiz” diye şikayet etti. “Tarih çekingen ve tereddütlü adımlarla yazılmaz.”

Bu eleştiri, İran ve Hizbullah liderlerinin saldırgan açıklamalarına, tehditlerine ve vaatlerine inandıkları için Hamas’la alay eden bazı Filistinlilerin ve Arapların yorumlarına da yansıdı. Hizbullah’ın Lübnan’dan yapılan roket saldırılarına artan müdahalesinin arkasında da bu eleştiri olabilir.

(Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad, İran ve Hizbullah yalanlarla kafamızı çatlattı” diyen Nedal el-Amari kendisini “Suriye devrimi için çalışan bağımsız bir gazeteci” olarak tanımlıyor.

Şöyle ekledi: “İsrail’in hava saldırılarından neden fareler gibi saklanıyorlar? Çünkü İdlib ve kırsalındaki sivilleri bombalamakla meşguller. Esad’ın güçlerinin çoğu (Rusya, İran ve Hizbullah) kuzey Suriye’de masum sivilleri öldürmek için bulunuyor.”

Suudi petrol mühendisi Dr. Mansur el Malik de İran ve Hizbullah’ın Hamas’ın yardımına koşacağı ihtimaliyle alay etti. El Malik, “İran, molla rejiminin güvenliği karşılığında Gazze’yi, Hamas’ı, (Filistin) İslami Cihad’ı ve direnişi sattı” diye yazdı.

İsrail’in Hizbullah saldırısına misilleme olarak Lübnan’ı hedef alacağı yönündeki endişelerini dile getiren birçok Lübnan vatandaşı son zamanlarda “Lübnan’ın birliğinin ‘Savaş Alanlarının Birliğinden’ daha önemli olduğu” uyarısında bulunuyor. Hizbullah’a mesajları: Lübnan, İsrail-Hamas savaşına sürüklenmek istemiyor.

İsminin gizli kalmasını isteyen Ramallah’taki üst düzey bir Filistin Yönetimi yetkilisi, Hamas liderlerinin İsrail’e karşı tek başlarına karşı karşıya kaldıklarını anlamaya başladıklarını söyledi. Yetkili, İsrail-Lübnan sınırındaki gerilimin hâlâ topyekun bir savaşa dönüşmediğini, Batı Şeria’daki Filistinlilerin yeni bir intifada başlatmadığını ve İsrailli Arapların çoğunun diken üstünde oturduğunu kaydetti.

Ancak İsrail’in Gazze Şeridi’ne karadan saldırması sonrasında durumun değişebileceği konusunda uyardı. Yetkili, “Birçok şey İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne girdiğinde ne olacağına bağlı” dedi.



Haber Azerbaycan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu