Azerbaycan

Kefen giyenlerin ziyafeti | Özgürlük

Ganimet Zahid

Halk Cephesi kongresi gündemdeki en ciddi siyasal vakadır. Cephedekiler, onların destekçileri, Halk Cephesi’ne karşı önyargılı olanlar, birazcık “yanıt vermeye hazır” görünmek ya da yalnız sokmak için isimlerini kitaplara ve defterlere yazdırmak isteyenler ve troller de yazıyor bu siyasal vakayla ilgili bir şey.
Ilk olarak elbet tebrikler. Öncüler fedakâr, korkusuz ve yürekli insanlardır. Kamuoyu nezdinde parti adı altında işleyen birçok “minik” örgütün ya kapatılmış olduğu ya da “yapılandırıldığı” bir dönemde ve iktidarın iktidara geldiği dönemde, ülkenin en büyük siyasal güç merkezini ayakta tutmak zor olsa gerek. alternatif siyasal merkezleri memnuniyetle karşılar. Fedakarlıklar yapılır, ağır baskı altında kayıplar verilir fakat teşkilat ayakta kalır, gururunu ve büyüklüğünü korur, büyür.
Kim bilir genişleyen yorumlara aldırış etmemeliydim, söylediğim benzer biçimde, sıcacık bir tebrikle dostların sevincini paylaşmakla yetinebilirdim. Sadece yanlış yada önyargı sebebiyle yalanlar göz ardı edilemez.
Pek oldukca kişinin eleştirilerini tek bir teze dayandırdığını görüyorum: Ali Kerimli tekrardan PPP genel başkanlığına seçildi.
Gazeteci Afgan Muhtarlı’nın kurultay ile ilgili kutlama yazısında şu bölümler yer aldı:
“… Şimdi Azerbaycan’da gerçek bir karşıcılık partisinin genel başkanlığına ve öteki liderlik pozisyonlarına seçilmek kefen giymek gibidir…”.

Halk Cephesi’nde oldukca yürekli, akıllı ve ilkeli insanoğlu var. Bu mevzuda “o kefeni giymeye” hazır birçok insan var. Sadece sorun burada bitmiyor. Sert bir baskı rejiminin var olduğu koşullarda, toplumun protesto potansiyelinin mühim bir bölümünü örgütlemek, bu örgütü yönetmek, örgütü ve her bir üyesini motive etmek, bu örgütlü protesto toplumunu ilerideki hedefe yönlendirmek. neredeyse her gün otoriter rejimin döşediği “mayınlardan” geçerek, örgütün önceliklerinden taviz vermeden mevcut siyasal süreçlerin nabzını kaçırmamak,… tamamı partinin önderlik organına büyük bir mesuliyet yüklüyor. ve başkan bizzat.
Halk Cephesi, militan insanlardan oluşan bir örgüttür. Burada siyasal olgunluğu yüksek birçok insan var. Aralarında bu büyük siyasal teşkilatın temsilcisi olarak başkanlık makamına layık olabilecek kişiler azca değildir. Sadece tamamı yalnızca kişisel siyasal niteliklerle çözülmez. Bu yüzden o görevlilerin kendileri ve tüm kurultay temsilcileri, Ali Kerimli’nin bu örgütün başkanı olarak kalması gerektiğine inanıyor. Yalnız kurultay temsilcileri içinde değil, tüm ön saflarda çalışanlar içinde bir anket yapılırsa, çoğunluk bu seçenekten yana olduklarını teyit edecektir.
Halk Cephesi Partisi’nin yada başka herhangi bir siyasal örgütün faaliyetlerine katılmayan ve birçok durumda bireysel itirazlarını “ustalaşmış siyasetçi” konumunda sunan yada çoğu zaman mahkemelerde yalnız “yan yargıcı” olarak görülmekten bıkmış kişiler. toplumsal ve siyasal örgütlenme sürecinde, “buna ‘demokratik değil’ benzer biçimde kanatsız cümleler kurabiliyorlar. Bence bu şekilde dostlar birazcık dışarıda ergonomik yapsınlar. Kendilerini herhangi bir organizasyonun haricinde hayal eden insanların organizasyon kurma ve yönetme mevzusundaki fikirleri geçerli yargılar olarak kabul edilemez.
Bence bu aşamada Halk Cephesi için Ali Kerimli’den daha başarı göstermiş bir genel başkan yoktur. Üstelik partideki hepimiz bu şekilde düşünüyorsa bu seçim de o şekilde olmalıdır.
Halk Cephesi öne çıkan bir örgüttür, siyasal düzlemin her noktasından görünür. Bu yüzden FHKC’ye yöneltilen eleştirileri kişisel olarak düzgüsel karşılıyorum.
Sadece aslolan sorun, birisinin eleştirilerini doğru bir halde tartışıp savunmadığı yada münakaşaya asla gerek görmediği bile değil. Esas sorun birisinin FHKC’yi eleştirmemesi bile değil. Toplumun kaygıları farklıdır. “Otoriter rejime karşı savaşım merkez(ler)ini güçlendirmenin iyi mi mümkün olabileceği” sorusu, bu kadar sıkıntılı bir toplumda kendini akıllı ve güvenilir gören insanların ilgisini çekmelidir.
Halk Cephesinden daha kuvvetli bir teşkilat oluşturarak mı, yoksa bu örgütü daha da güçlendirerek mi? Paralel ve daha kuvvetli bir örgütlenme inşa etmek mümkün olmayacaktır. Tecrübe etmek için enerji harcayanları, hayal kırıklığına uğrayanları, kırılanları ve diğerlerini görebiliriz.
Niçin mümkün olmadığı sorusu başka zamanlarda tartışılabilecek başka bir mevzudur.
Toplumun ana odak noktası, son kongrede ilkeli konumunu sakınan ve bu gerçeği Azerbaycan toplumuna gösteren AKP’nin iyi mi daha da güçlendirilebileceğidir, tüm cephe üyeleri düşünüyor, hareket ediyor ve örnekler üretiyor. Bu organizasyon, üyelerinin egolarını doğrulamakla ilgili değil. Azerbaycan toplumuna lüzumlu, olmazsa olmaz bir siyasal alternatif sunmaktır.
Ya onu güçlendirmeyi düşüneceğiz ya da “paralel sıklıkta” başka bir siyasal merkez kuracağız ya da diktatörlüğün iştahının çamurunda sindirilip parçalanacağız.
“Paralel frekans”ta başka bir merkez kurma olasılığı sıfırdır. Mevcut siyasal organizasyonu güçlendirmeye devam ediyor.
Ön cephe çalışanları bu sürecin merkezindedir.
Başka bir şeye ihtiyacın var mı?

Haber Azerbaycan

azadliq.info sitesindeki yazının bir kısmı kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu