Ekonomi

Frida Kahlo ve Cindy Sherman’ın Sanatı

Frida Kahlo ve Cindy Sherman’ın portre sanatı, kadın ruhunun derinliklerini hem benzer hem de zıt tarzlarda ortaya koyuyor. Bu baskın ‘kadın’ imgesi teması, her iki sanatçının işlerinde de hakimdir. Sherman fotoğraflarında kendini ve vücudunu kılık değiştirerek kullanırken, Kahlo kendi benliğinin resimlerini çiziyor. Otoportrelerinin her ikisi de, çoğunlukla şehvetli, acı verici ve ürkütücü arasında gidip gelen kadınların öz imgelerinin çeşitli ifadelerini gösteriyor. Kadının vücudunu ve benlik imajını kullanma konusundaki bu hayranlık, içgüdüsel bir insanlığı, yüzeysel bir semboller katmanının altında yaşayan bazen uçucu bir doğayı gizleyen bir pervane gibi görünüyor. Her iki sanatçının da çalışmaları bir dizi yoğun duyguyu gösteriyor, çünkü dişi şu şekilde gösteriliyor: ağırbaşlı, baştan çıkarıcı, şeytani, kibirli, savunmasız, kontrolcü, üzgün, kızgın, küskün, perişan ve korkmuş.

Frida’nın gözlerinin her zamanki keskin, delici bakışları yerine biraz daha dinlendirici göründüğü portrelerinden sadece birkaçı huzur ve mutluluktan bahsediyor. Kadın karmaşıklığı, hazırlanmış Sherman sahnelerinde, özellikle de vücudunun pozisyonunda, ortamın havasında ve aydınlatmada ve ayrıca gözlerindeki ‘başka yerde’ bakışında kendini gösterir. Kahlo’nun sanatında, resimdeki diğer unsurlar ve sembollerle birlikte gözler de çok güçlü bir şekilde farklı duyguları gösterir. Sherman’ın kadın klişelerini tasvir etme biçimi, sizi sanat eserindeki kadının ‘rolünü’ üstlendiği ve ona karşı savaşmadığı retro bir rüya dünyasına götürüyor. Bazı resimler, kişinin iradesi dışında boyun eğen bir teslimiyet imajı verirken, Kahlo’nun sanatı, duygusal ve fiziksel acının kişisel sınırlamalarından kurtulma girişimini gösteriyor gibi görünüyor. Her iki sanatçının da çalışmaları, sembolizm kullanımlarıyla genel olarak kadınlar için hem evrensel hem de kişisel anlamlar yansıtıyor. Sherman’ın işi, parçalanmış manken serisinde görüldüğü gibi daha soğuk bir cinselliğe evrilirken, Kahlo’nun işi cinsellikten çok şehvetli kaldı.

En büyük fark, Sherman’ın sanatının fotoğraf olması ve Kahlo’nun sanatının resim ve çizim olmasıdır. Sherman, gerçekliği yeniden yaratmak için gerçek hayattan aksesuarlar kullanırken Kahlo, gerçeklik ve gerçeküstücülüğün birleştiği daha çok sihirli bir gerçekçilik içinde resim yapıyor. Sherman’ın kendisi, sahne donanımının ve peruklarının arkasına saklandığı için işinde açığa çıkmıyor, ancak Frida, doğrudan izleyiciye bakan cesur otoportrelerinde o kadar açık görünüyor ki, izleyiciden gizli olmaktan başka her şey, alt kısım hariç. boya darbeleri. Sherman çok fazla siyah beyaz ve biraz da renk kullanıyor, ancak renk aralıkları sessiz görünüyor ve Kahlo’nun resimleri çoğunlukla canlı renklerden oluşuyor. Frida Kahlo’nun portrelerinin çoğu belden yukarısı daha geleneksel bir formatta oluşturulmuşken, Cindy Sherman’ın fotoğrafları her zaman bakışlarını uzak bir yere ya da resmin görünmeyen bir kısmına çeviriyor.

Her iki sanatçı da insanı sanatın karmaşıklığına daha derinlemesine bakmaya zorlayan sembolizm ve gizem aracılığıyla bir hikaye anlatıyor. Sherman’ın fotoğraflarında, onun duruşunu, yüz ifadesini, kıyafetlerini, uçakların açısını, odaklanmış ışıklandırmayı ve çevresini gözlemlerken ne olduğunu, ne olacağını ya da hangi zaman diliminde olduğunu merak ediyorsunuz. Kahlo’nun resim ve çizimlerinde bazı sembollerin ne anlama geldiğini merak edersiniz, bazıları apaçıkken bazıları değildir. Her iki sanatçının da eserlerindeki belirsiz kadın tasvirlerinin, sembolizmle ilişki kurup kurmadığına göre izleyicinin kişisel anlamlar çıkarmasını sağladığını düşünüyorum.

Haber Azerbaycan (HA)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu