Haberler

Aile reisi: ‘Dört kızı okuyanlar cennetle ödüllendirilir mi?’

“Hiçbir şeyden haberim yoktu. Her şeyi gece aniden ağlayıp sevinç çığlıkları atınca öğrendim. Üç kız annesi olan evimin hanımı, kimseye söylemeden üniversiteye kabul için evraklarını teslim etti. Bakü Mühendislik Üniversitesi’nin uluslararası ticaret ve lojistik bölümüne kabul edildi Dört Acaba kızı okuyanlar da cennetle ödüllendirilecek mi?”

Üç kızından sonra eşinin eğitimine de önem veren baba ve hedeflerini hiçbir zaman rafa kaldırmayan anneyi anlatan Kaspi gazetesinin yazısını sunuyoruz.

“Aile” köşesinin konukları Eğitim Enstitüsü Müdür Yardımcısı Kanan Karimli ve eşi Minaye Karimli.

Minaye Hanım 32 yaşında, üniversite mezunudur. Her ne kadar yüksek öğrenim görmek istese de aile kurduğu için bu hayaline bir süre ara vermek zorunda kaldı:

“Büyük kızım 6. sınıfta okuyacak, en küçüğümüz ise 5 yaşında hazırlık okuluna gidecek. Yüksek öğrenim görmek her zaman planımdı. kızlarım anneye en çok ihtiyaç duydukları yaşta, eşimle istişare eder, fikir alışverişinde bulunurdum, her ne kadar bir desteğimiz olmasa da. O zamana dair özel bir tartışmanın ardından, beklediğim anın geldiğini düşündüm ve hayalimin başlığını aldım.”

Bey Kanan da Minaya Hanım’ın kararına destek verdi: “Çocuklarımızın gelişimi için annenin çocuğuyla vakit geçirmesinin daha iyi olacağını düşündüğümüz belli bir yaş grubu vardı. Kızlarımın olması bizim için çok önemliydi. Çocukken anneleriyle konuşuyorduk. Ama son zamanlarda eğitimle ilgili sorular daha da yoğunlaştı. Bana uzmanlık alanımı sordu, ben de onu övdüm ama hedefin ben olduğumu bilmiyordum.”

Bayan Minaya, yüksek öğrenim için belgelerini sunduğunu gizledi ve kocasına sürpriz yapmak istedi. Kenan Bey bunu sonuçlar açıklanınca öğrendi:

“Akşam işten yorgun düşmüştüm. Başvuru sonuçları açıklandığından beri sosyal ağlarda kabulle ilgili paylaşımlara tebriklerimi yazıyor, çocukları kabul edilen yakın arkadaşlarımın sevincini paylaşmaya çalışıyordum. Bir anda Evde bir çığlık duydum çünkü ne olduğunu anlamadık, kızlar ve ben korktuk, “Kabul edildim!” diye bağırıyordum ama ben yine de endişelenmeye başladım. Kabul edildim” diye bağırdı, bazen ağladı. 10-15 dakika sonra üniversiteye kabul edildiği anlaşıldı”.

Minaya: “Hala o anın etkisi altındayım. Sanırım bu hayatımın yeni başlangıcı. O sevinci tüm hücrelerimle hissettim, kendimle gurur duydum. Çünkü bir kadın aile kurarsa, özellikle de Üç çocuğu var, o zaman kendini geliştirip başarılı olacağına pek çok kişi inanmıyor, “Seni kim okuttu, git çocuklarına bak”, “neden ihtiyacın var” gibi sözler de duydum. bundan sonra ders çalış”, “kızların okurken okumanın ne önemi var?”, “senin için zaten çok geç, yapamazsın” hep o günün gelmesini ve onlara bir kadının yapabileceğini kanıtlamayı istedim. Çok çocuğu olsa bile ihmal edilmemesi gereken o kadar çok kadın olduğunu göstermek istedim ki, evin yükü ve kalıplaşmış düşüncelerden dolayı hayallerini rafa kaldırdı, onlara ışık olmak istedim. “

Minaya, Kana’nın kendisini desteklemeyeceğinin hiç aklına gelmediğini söylüyor:

“Maalesef toplumda kadının ailesi varsa tek işinin kocasına, çocuklarına bakmak, onlara yemek yapmak, evi temizlemek olduğu düşüncesi oluştu. Bu nedenle kadın isteklerini bir kenara bırakıp sadece tatmin oluyor. Ailedeki misyonu Kanan Bey’in bana bu konuda manevi destek verdiğini söylemesiydi. Eğer Kana’nın buna izin vermeyeceğini hissetseydim bu adımı atmazdım. Çocuğunun eğitimi için bu kadar emek veren bir baba neden bana destek olmasın diye düşündüm?”

Kanan Bey: “Zaten bu haberden sonra arayıp eşlerinin de okumaya ilgi duyduğunu söyleyen ve şikayet edenler var. Akrabalarımız arasında Minaya’nın adımından cesaretlenen ve okumak isteyen kadınlar da var. Minaya ile gurur duyuyorum. Elbette elimden gelen desteği veririm. Bir insanın bir hedefi varsa desteklenmeli, alkışlanmalıdır. İyi ki kızlarımın annesi böyle bir kadın.

Kanan Bey ve Minaya Hanım’ın ailesinin özelliklerinden biri de üç kız çocuğu sahibi olmalarıdır. Azerbaycan’ın seçici kürtaj konusunda dünyada birinci sırada yer aldığı biliniyor. Deneyimler gösteriyor ki ülkemizde ilk çocuk kız olduğunda yüzde 99 hayatta kalıyor. İkinci çocuk kız olduğunda yüzde 30, üçüncü çocukta ise yüzde 74 oranında kürtaj yapılıyor. Bu cinsiyet oranının ihlaline yol açar. Kenan Bey sürekli kızlarıyla ilgili paylaşımlar yapıyor, aynı zamanda bilinçaltı eğitimi yaptığını da söylüyor. Üç kız babası olmanın mutluluğu olduğunu söylüyor:

“İtiraf etmeliyim ki, baba olmadan önce çocuğumun erkek olacağını düşünüyordum. Baba tarafından herkesin bir oğlu olduğunu gördüm. O zamanlar bana sorsalar, sen olsaydın nasıl hissederdin?” O zamanlar bu kadar mutlu olabileceğimi hayal edemezdim. Allah bana ikinci kızımı verdi. Ne yazık ki üçüncü kızım bana mutluluk verdi. Ama sanırım Allah ödüllendirdi. Gücüm olduğu sürece ailemdeki dört hanımın da arkasındayım.”

Minaye Hanım da bu konuda çok hassas. Çünkü bu kalıp yargıyla ilk kez doğup büyüdüğü ailede karşılaşmıştı:

“Kız ya da erkek fark etmez, önemli olan iyi bir çocuk olmaktır. Ben bu konuya en çok karşı çıkanlardan biriyim çünkü büyüdüğüm ailede de bu kalıplaşmış düşünceyi yaşadım. Biz dört kız kardeşiz ve bu benim bir erkek kardeşim olana kadar devam etti. Anne ve babamız bize kızmadı ama Kanan’ın ve kızımızın cinsiyetini seçmenin kabul edilemez olduğunu düşündüler. Kanan’ın hayatındaki kızların durumu ise tamamen farklıdır.

Seçmeli kürtajla mücadele yöntemlerine gelince, muhataplarımız, annenin hamile kaldığı andan itibaren çiftlerin kendilerini ebeveyn gibi hissetmesi gerektiğini düşünüyor:

“Bence en büyük hata annenin hamile olması, geleceğin annesi veya babası diyorlar. Aslında bu çocuk anne karnındaysa çiftler zaten baba ve annedir. Bu nüansın düzeleceğini düşünüyorum. Seçici kürtajları ciddi anlamda etkiliyor mesela zaten anne ve babanın gözünde hamile olanı görüyoruz ve böylece kendi gözleriyle görmediği çocuğun babası ya da annesi olduğunu daha iyi anlıyor, sahip oluyor. Herkesin seçmeli kürtajdan uzak duracağını söylemiyorum ama en azından bazı insanlar bu yoldan kaçınacaktır.”

Kanan Bey: “İkinci sebep ise toplumdaki kalıplaşmış yargılar. Üç kızım olmasına şaşırıp bir erkek çocuk sahibi olmamı isteyenler oldu. Bu beni hiç rahatsız etmedi. Facebook’taki durumlarıma dikkat ederseniz bile, Her zaman üç kızım olduğunu ve onlarla gurur duyduğumu göstermeye çalıştım. Bu kalıpları kırmak için elimden geleni yapıyorum. Kötü bir kızın yeri var diye olmuyor, oğlunun da yeri var. Kız çocuğu istemeyen bir baba, hayatında hiç kız kardeşe ihtiyaç duymamış mıdır? Dünya bir yer olabilir mi? Dolayısıyla doğanın iradesine müdahale edilemez.

Çiftimiz de kızlarının yetiştirilmesinde dikkat ettikleri noktaları bizlerle paylaştı. Yetiştirme ve eğitimin anne karnından itibaren başladığını söyleyen Kanan, anne ve babanın hamilelik dönemindeki davranış ve yaşam tarzının çocuğun oluşumunda çok önemli rol oynadığını söylüyor:

“Bir çocuk doğduktan sonra onunla doğru vakit geçirmek gerekir. Onunla oynamak eğitim ve öğretimdir. Çocuğa sadece öğretici sözlerin söylenmesi gerekmez, normal iletişim de eğitimdir. Çocuk böyledir. Öyle bir nimet ki, onun yerine hiçbir şey yapılamaz. Her yaşın kendine has bir güzelliği vardır mesela, beş yaşındaki kızımızın resmini gördüğümüzde, vardır diye düşünürüm. her zaman iş ve diğer aktivitelere beş yaşındayken ulaşamayacaksınız, biliyorum ki beş yaşındayken onunla yaşadığımız güzellikler, yetişkinlikte bize ulaşamayacak.

Minaya: “Kenaan son derece şefkatli, çocuk seven bir insan. Ben ise daha disiplinli ve daha kontrollüyüm. Kızlarımla aramda özel bir bağ var. Ama bazı konular var ki çerçeveden çıkamayız. Çünkü Mesela yaşlarına uygun olmayan bir konu olduğunda çok derine inmeden soruları cevaplamaya çalışıyorum. Kızlar bu tür sorular sorduğunda konuların neden yaşlarına uygun olmadığını açıklamaya çalışıyorum. Konuları kısıtlama olmadan anlatıyoruz. Çok dikkat ettiğimiz incelikler var.”

Kenan Bey, başarısız çocuk yoktur, başarısız ebeveyn vardır diyor:

“Hep eğitimin öneminden bahsediyoruz ama bu çocuğun ilgisini bastırıp ebeveynin sevmediği başka bir alana yönlendirdiğimiz anlamına gelmiyor. Mesela ben kızımın öğretmen olmasını istiyorum diyen ebeveynler var. Doktor olmalı, çocuğun isteklerini bastırarak onu köleleştirmemelidir. Başarısız ebeveyn diye bir şey yoktur. Aynı zeka seviyesine sahip ama her insanın başarılı olabileceği bir alan mutlaka vardır. Bunu bir ebeveynin keşfedebilmesi gerekir. Kısacası bir ebeveyn çocuğuna balık tutmayı öğretmelidir.”

Haber Azerbaycan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu