Kazakistan’da karlı yolda mahsur kalan Özbekistan vatandaşları kurtarıldı
Özbek dini portalı Azon Global’in kurucusu Mubaşşir Ahmed lakaplı Alisher Tursunov, Türk polisi tarafından şüpheli olarak gözaltına alındı. Bu, kurduğu bilgi ve analitik portalı Azon Global tarafından bildirildi.
“Başlangıçta bu durum kamuoyuna bildirilmedi, çünkü bir tür yanlış anlama olduğuna inandık, dolayısıyla halkı gereksiz yere endişelendirmeye gerek yoktu. Mübaşşir Ahmed’e yönelik suçlamaların tamamen asılsız olduğuna, bu davanın ön soruşturma sırasında çözüleceğine ve serbest bırakılacağına inancımız tamdı. Ancak ne yazık ki durum farklı bir şekilde ortaya çıktı.” ifadesine yer verildi.
Türk hukukuna göre bir şüpheli üç günden fazla gözaltında tutulamaz. Bu süre içinde kendisine yöneltilen suçlamanın ispatlanması halinde dosya Adalet Bakanlığına intikal eder; delil yoksa serbest bırakılmalıdır. Bazen yabancılar sınır dışı merkezlerine nakledilmekte, buradan evlerine gönderilmekte veya serbest bırakılmaktadır.
Alisher Tursunov’a karşı hangi spesifik suçlamaların getirildiği henüz bilinmiyor.
“Ön soruşturma sırasında Mübaşşir Ahmed’e yönelik suçlama kanıtlanamadı. Sınırdışı merkezine nakledilen akıl hocasının bu kadar gün geçmesine rağmen neden hala tutulduğu belirsizliğini koruyor. Tabii bu olayın meydana geldiği günden itibaren avukatlar harekete geçmiş ve gerekli tüm tedbirler alınmaktadır” denildi.
Ağustos 2023’te dini ve eğitimsel yönde çalışan Azon medya grubu (Azon.uz web sitesi, Azon FM çevrimiçi radyo, Azon TV çevrimiçi televizyon) tüm projeleri askıya aldı. 5 Ağustos’ta web sitesi ve sosyal ağlardaki sayfaları silindi ve çevrimiçi televizyon ve radyo kanalı yayından kaldırıldı.
Ardından Azon.uz’un kurucusu Mubaşşir Akhmad, Facebook sayfasında kısa bir paylaşım yaptı. “Azon.uz tüm projeleri durdurdu. Uygun görülmesi halinde gerekçeleri daha sonra açıklanacaktır” diye yazdı.
2017 yılında faaliyete geçen projenin aniden kapatılması endişe verici spekülasyonlara yol açtı. Bunun Özbekistan’da tanınmış gazeteci ve blog yazarlarına karşı açılan davalar sırasında meydana gelmesi, ifade özgürlüğüne karşı eğilimin devamı olarak algılandı.
