Azerbaycan

Avrupa Mahkemesi muhalif aktivistlerin şikayeti üzerine kararını açıkladı

Şikayetlerin çoğu toplanma hakkının ihlaliyle ilgili

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 30 Kasım’da Azerbaycan’dan gönderilen 21 başvuruya ilişkin 10 nihai kararını açıkladı. Başvuranların çoğu muhalif eylemcilerdir ve şikayetlerin çoğu toplanma özgürlüğü hakkının ihlaliyle ilgilidir.

Tarafların dostane anlaşmalarına ilişkin kararlar, hükümetin sunduğu tek taraflı beyanlar dayalı.

“Azerbaycan Halk Cephesi Partisi’nin Azerbaycan’a Karşı” davası, Adalet Bakanlığı’nın muhalefetteki siyasi parti Azerbaycan Halk Cephesi Partisi’nin (APF) kayıtlı kurucu belgelerinde yapılan değişiklikleri kaydetmeyi reddetmesiyle ilgili.

Davanın şartlarına göre, Şubat 2015’te parti genel başkanı Ali Kerimli, parti genel başkan yardımcısı Nurullayev’i görevinden aldı. Aynı ay Nurullayev parti üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu. Eylül 2015’te parti kongresi, partiyi temsil etme yetkisine sahip olan Kerimli’yi yeniden genel başkan seçti ve ana yönetim organlarının üyelerini onayladı.

Başvurucu bu değişikliklerin tescili için Adalet Bakanlığı’na başvurmuş ve bakanlık tescil belgelerini iade etmiştir. Aynı içerikte bir başvuru daha aldığını kaydetti. Bu talep üzerine partinin Ekim 2015’te bir kongresi daha yapılmış, partinin genel başkanlığına Sayın Nurullayev seçilmiş ve yönetim organları oluşturulmuştur.

Başvurucu, mahkemelerin Eylül 2015’te toplanan hukuk kongresinde kabul edilen değişiklikleri tescil etme görevinin bakanlığa yüklendiği bir karar vermesini talep ederek Adalet Bakanlığı aleyhine dava açmıştır. Mahkemeler bu şikâyeti tatmin etmedi. Başvuran, AİHM önünde Sözleşme’nin 13. ve 18. maddeleri ile birlikte 11. maddesinin kendisi ile ilgili olarak ihlal edildiğine itiraz etmiştir.
AİHM başvuruyu incelenecek davalar listesinden çıkardı.

İlgili kararda, mahkemenin, başvurucunun Sözleşme’nin 11, 13 ve 18. maddelerine dayanan şikâyetlerini hükümete ilettiği ve başvurucudan savunmasını göndermesini istediği vurgulanmaktadır. Başvurucu, ibraz süresinin uzatılmasını talep etmiş ve yargılama süresini uzatmıştır. Mahkeme, başvurucunun herhangi bir beyanda bulunmamasını, başvurucunun başvuruya devam etme konusundaki isteksizliği olarak değerlendirdiğini ve başvurunun incelenecek davalar listesinden çıkarılmasına karar verdiğini belirtmektedir.

“Şamistan Haziyev / Azerbaycan” davası, toplanma özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının ihlaliyle ilgiliydi. Halka açık toplantıya katılan başvurucu, idari hatalara ilişkin yargılama sırasında hukuka aykırı, orantısız tedbirlere ve adli adaletsizliğe maruz kaldığını iddia etmiştir.

AİHM kararı hükümetin tek taraflı beyanına dayanıyor. Hükümet bu deklarasyonda iddia edilen ihlalleri kabul etti. Karara göre hükümet, başvuru sahibine 2 bin 600 avro manevi tazminat, 250 avro da hukuki masraf ödeyecek.

“Ali İnsanov / Azerbaycan” davası, başvuru sahibine karşı ceza davası başlatılmasına ve kendisine karşı önleyici tedbirlerin alınmasına atıfta bulunmaktadır. Başvuran bir politikacı ve eski sağlık bakanıdır. Olayların meydana geldiği tarihte kendisi çeşitli suçlardan hüküm giymişti ve cezasını hapiste çekiyordu (bu davaya ilişkin ceza yargılaması Mahkemenin “İnsanov / Azerbaycan” (no. 16133/08, 14 Mart) kararına konu olmuştur) , 2013)).

Başvuranın cezası 20 Ekim 2016’da sona erecekti. 24 Ağustos 2016’da başvuran, psikotrop maddeler içeren uyuşturucular da dahil olmak üzere yasa dışı olarak uyuşturucu elde etmek ve bulundurmak ve ayrıca bir cezaevi çalışanına şiddetle direnmekle suçlanmıştır. Garadagh Bölge Mahkemesi, 24 Ağustos 2016 tarihli kararıyla, başvurucuyu 20 Ekim 2016 tarihine kadar cezaevinden duruşma öncesi gözaltı merkezine nakletmiştir.

11 Ekim 2016’da Garadagh Bölge Mahkemesi, başvurucunun duruşmaya kadar, yani 11 Ocak 2017 tarihine kadar gözaltında tutulmasına karar verdi. Daha sonra başvuranın hapis cezası iki ay daha uzatılmıştır. Temyiz mahkemesi bu kararlara yapılan itirazları reddetti. Başvurucu, Sözleşme’nin 5. maddesine dayanarak, AİHM önünde, suç işlediğine dair makul şüphelerin bulunmadığını, suçlamaların uydurma olduğunu, tutukluluğunun devamı için yeterli ve uygun gerekçelerin bulunmadığını iddia etti.
İki başvurunun incelendiği bu davada taraflar sulh yoluyla anlaştı, anlaşmaya göre başvurucuya 6 bin 600 euro manevi tazminat, 1500 euro da hukuki masraf ödenecek.

“Abgül Suleymanov – Azerbaycan” davasında başvuru sahibi 2012 yılında bir dizi suçla itham edilmiş ve on bir yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. 20 Kasım 2014’te Yargıtay, kendisine verilen ilgili cezayı onadı.

Dava, Müslüman bir dini lider olan başvuru sahibine karşı yürütülen ceza yargılamasının adil olmadığı iddiasıyla ilgilidir. Başvurucu ayrıca, Sözleşme’nin 18. maddesinin ihlal edilerek din özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğünün ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Bu davaya ilişkin karar da tarafların dostane anlayışına dayanmaktadır. Anlaşmaya göre hükümet, başvurana 7 bin avro, avukatına ise 2 bin avro ödeyecek.

“Mehmet ÇELİK ve Faig Semih Başoğlu / Azerbaycan” davası, Türkiye vatandaşı başvuru sahiplerinin tutuklanması ve zorla Türkiye’ye sınır dışı edilmelerine ilişkindir. Başvuranlar, gözaltına alınmalarının ve Türkiye’ye gönderilmelerinin Sözleşme’nin 3. ve 5. maddelerini ihlal ettiğini, Sözleşme’nin 13. maddesi uyarınca kendilerini etkin bir şekilde savunma fırsatlarına sahip olmadıklarını ileri sürmüşlerdir.

AİHM bu başvuruları kabul edilemez buldu.

“Başvuru sahiplerinin sınır dışı edilme veya iade edilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldıkları durumlarda, uygulanamayan bir tedbirin ‘kurbanı’ olduklarını iddia edemezler. Bu dava, başvuranların davalı devlet tarafından iade edilme riskine dayanmaktadır. Ancak başvuru sahipleri Gürcistan ve Kanada’da yaşadıkları için bu artık meşru bir sebep olamaz.”mahkeme kararında belirtildi.

“Nizami Abbasov ve diğer 4 başvurucunun Azerbaycan’a karşı açtığı davada, toplanma özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ileri sürüldü. Halka açık toplantıların organizatörü ve katılımcısı olan başvurucular, idari hatalara ilişkin yargılama sırasında hukuka aykırı, orantısız tedbirlere ve adli adaletsizliğe maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir.

Taraflar arasında dostane bir anlaşmaya varılmış, bu anlaşmaya dayanan karara göre, başvuranlar N. Abbasov, Elmeddin Ahmadov ve Asım Ağayev’e manevi zararları için 2.600 avro, hukuki giderler için 250 avro (temsilci Tural Hacıbeyli) tazminatı verilmiş, başvuruculara 2.600 avro manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Shaik Alakbarov, Aligulu Kahramanlı’ya 2 bin 400’er euro manevi tazminat ödenmesine karar verildi. 450 euro yasal masraf (temsilci Asabali Mustafayev) ödenecek.

“Hasan Hasanlı ve diğer 6 başvuranın Azerbaycan aleyhine” açtığı dava da toplanma özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının ihlaliyle ilgiliydi. Halka açık toplantıların organizatörü ve katılımcısı olan başvurucular, idari hatalara ilişkin yargılama sırasında hukuka aykırı, orantısız tedbirlere ve adli adaletsizliğe maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir.

Tarafların dostane anlayışına dayanan karara göre, Kamran Amirov, İntigam Fatullayev, Sahib Rustamli, Tofig Zeynalli, Balamirza Fatiyev, Adil Babayev’e manevi tazminat olarak 2.500 euro, hukuki masraflar için de 350 euro tazminat ödenecek. Başvuru yapanlardan Hasan Hasanlı’ya toplam 4150 euro ödenmesi gerekiyor.

“İlham Huseynov / Azerbaycan” davası da Sözleşme’nin 11. ve 13. maddelerinin ihlal edildiği iddialarıyla ilgiliydi.

İletişim sırasında taraflar dostane bir şekilde, başvuru sahibine manevi tazminat ve hukuki masraflar olarak toplam 1750 avro ödeneceği konusunda anlaştılar.

“Zamin Salayev ve diğer 3 başvuranın Azerbaycan’a karşı” davasında toplantı özgürlüğü hakkının ihlal edildiği iddia edildi. Taraflar dostane bir şekilde anlaştı. Karara göre başvuru sahipleri Z. Salayev, Sahladar Isganderli, Mehdi Naghiyev ve Ceyhun İslamov’a manevi tazminat olarak 2500 euro, mahkeme masrafları için ise 350 euro tazminat ödenecek.

“Nazım Mammadov / Azerbaycan” davasında başvurucu Nazım Mammadov Göygöl ilçesinde yaşamaktadır. Mahkemede kendisini Bakü’de faaliyet gösteren avukat H. Hasanov temsil etti. Dava, başvurucunun alım-satım yoluyla edindiği arsanın tapu belgesiyle birlikte haczedilmesiyle ilgili. Başvurucu, mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin durdurulması ve zararın tazmin edilmesi talebiyle yerel mahkemelere başvurmuşsa da, itirazları sonuçsuz kalmıştır. Başvurucu, AİHS’de mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkeme bu başvuruyu kabul edilemez buldu.

Meydan.tv sitesininin makalesinin bir kısmı kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu