Emmanuel Macron’un İsrail ziyareti önemli mi? – analiz – İsrail Haberleri
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Salı günü İsrail’e gelmesi planlanıyor; bu, İsrail’e, saldırıdan bu yana dayanışma göstermek için gelen dünya liderlerinin sonuncusu. 7 Ekim katliamları.
Listede Romanya, Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Kıbrıs, Hollanda ve Yunanistan’ın liderleri yer alıyor.
Geçen haftaki ziyaret sırasında ABD Başkanı Joe Biden Açıkçası en önemlisiydi, diğer liderlerin ziyaretleri de önem taşıyor, çünkü bu ziyaretlerin kendisi, savaş zamanında buraya gelme eylemi, başlı başına şüphesiz halk üzerinde etkisi olan bir dayanışma gösterisi olarak görülüyor. Bu ülkelerin her birinde görüş.
Bu, Macron’un ziyaretini özellikle ilginç kılıyor çünkü Fransa’da önemli bir Müslüman nüfus var ve Filistinlileri güçlü bir şekilde destekleyen aşırı sol kesim var. Ziyaretinden önce Pazar gecesi Paris’te Filistin yanlısı büyük bir protesto gerçekleşti ve Pazartesi öğleden sonra Ulusal Meclis’te krizle ilgili canlı bir tartışma yaşandı.
İsrail, 7 Ekim katliamlarının ardından Fransa Ulusal Meclisi’nde, Jean-Luc Melenchon’un aşırı soldaki Fransa Boyun Eğmeyen Partisi dışında geniş bir destek gördü. Hamas’ın terör örgütü olmasıbunun yerine onu bir direniş grubu olarak adlandırıyoruz. Bu partinin Hamas’ı kınamadaki başarısızlığı, Fransa’nın ana sol partileri olan Yeşiller ve Sosyalistler ile sürtüşmeye neden oluyor.
Macron’un buradaki ziyaretinde, İsrail’in bu savaşı yürütürken uluslararası hukuka uyması ve sivil kayıplarını en aza indirmek için elinden geleni yapması yönünde çağrıda bulunanlara ses vermesi bekleniyor.
Bu çağrılarda kibirli bir hava var; sanki İsrail’e uluslararası hukuka uyması ve sivillere zarar vermemesi konusunda dünyanın hatırlatması gerekiyormuş gibi. Biden’dan Macron’a kadar herkes İsrail’in sivil kayıplarını önlemek için elinden geleni yaptığını biliyor. Bu konudaki kamuoyu çağrıları, İsrailli liderlerin kulaklarına olduğu kadar kendi iç tüketimlerine de yöneliktir. İsraillileri sivillere zarar vermemeye çağırdıklarını söyleyerek İsrail’e diplomatik desteklerini savunmalarına olanak tanıyor.
Kudüs’teki yetkililer Macron’un ziyareti sırasında neyi başarmayı umduğundan emin olmasa da ziyaretinin ele alması gereken birkaç konu var.
Macron neyi çözmeye çalışıyor?
Bunlardan ilki, Fransa’da da bir bela olduğunu kanıtlayan İslami terörün açık bir şekilde kınanmasıdır. 13 Ekim’de, bir öğretmenin Muhammed’in karikatürlerini gösterdiği için bir terörist tarafından kafasının kesilmesinin üzerinden neredeyse üç yıl geçtikten sonra, kuzey Fransa’da bir öğretmen radikal İslamcı bir kişi tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Fransızlar İslami fanatizmi hissetmişlerdir ve Macron buraya gelerek ülkesine bunun arkasında sessizce oturmayacağının sinyalini gönderiyor.
Üstelik Macron, Fransa’nın güçlü tarihi bağları olan Lübnan’daki durumla ilgili endişelerle buraya geliyor.
Her ne kadar Macron’un Lübnan’daki Hıristiyan ve Sünni nüfus üzerinde bir miktar, Dürziler üzerinde de bir miktar nüfuzu olsa da, Hizbullah’ın temsil ettiği Şii toplumu üzerinde çok az etkisi var. Ancak Fransız kamuoyu Lübnan söz konusu olduğunda onun bir krize bulaşmasını bekliyor.
Fransa’nın aynı zamanda halkın İsrail’e karşı duyarlılığının yüksek olduğu Mağrip’te (Cezayir, Tunus ve Fas) da hayati çıkarları var. Gazze’deki insani krizin hafifletilmesi ve İsrail’in sivillere zarar vermemesi yönünde çağrıda bulunması yönünde İsrail’de yapacağı açıklamalar, Fransa’nın yanı sıra bu ülkelerde de oynanacak.
Hem manevi hem de maddi destek nedeniyle artık İsrail üzerinde hatırı sayılır bir nüfuza sahip olan ABD’nin aksine; ve İsrail’in uzun süredir devam eden bir güvenlik ilişkisine sahip olduğu Almanya’nın aksine; Destek gösterisi olarak Doğu Akdeniz’e gözetleme uçağı ve iki Kraliyet Donanması destek gemisi gönderen İngilizlerin aksine, Fransa’nın Kudüs’te gerçekte hiçbir nüfuzu yok.
Peki Macron neden geliyor? Çünkü diğer liderlerin gelmesine rağmen şimdi gelmemek, Avrupa’nın bu konuda İngiliz-Alman ekseni ile Fransız-İspanyol ekseni arasında bölündüğü mesajını verecektir (kimse İspanyol başbakanının gelip bunu göstermesini beklemiyor). Onun desteğine rağmen, hiç kimse İrlanda başbakanının da aynısını yapmasını bekleyemez).
Macron’un ziyareti başka bir şey daha yapıyor: Fransa’daki Yahudi cemaatine, Cumhuriyet’in onların yanında olduğu yönünde sakinleştirici bir mesaj gönderiyor. Bu, son dönemde İslami terörizmden zarar gören bir topluluk ve Fransa cumhurbaşkanının İsrail’de bu tür teröre karşı güçlü bir duruş sergilediğini görmek onlar için güven verici.