Azerbaycan

Hamas’ın İsrail’e saldırısı Pearl Harbor durumunu yarattı

Turan Bilgi Ajansı Direktörü Mehman Aliyev

İsrail ile radikal Filistinli grup Hamas arasında devam eden çatışma, İsrail ile çevredeki İslam dünyası arasındaki ilişkilerin dinamiklerini değiştirmeye ve potansiyel olarak bölgede yeni bir statükoya yol açmaya hazırlanıyor.

Yom Kippur’un (Kıyamet Günü) 50. yıldönümünde, hatta kutsal Şabat’ta, Hamas’ın İsrail’e yönelik son saldırısı son derece anlamlıdır. İsrail’deki terör saldırısının zamanlaması, ölçeği ve ani oluşu, durumun ciddiyetini artırdı ve dünyanın sonu senaryosunu hatırlattı.

1973 Kıyamet Savaşı, İsrail’in Mısır-Suriye koalisyonuna karşı zafer kazanmasına yol açtı ve ulusların 50 yıl boyunca daha fazla güvenlik sağlamasını garantiledi. Mevcut çatışma, her ne kadar daha sınırlı bir düşman yelpazesine sahip olsa da, İsrail’in önümüzdeki yarım yüzyıl boyunca güvenliğinin sağlanmasına yönelik bir adım olarak görülüyor.

Şu anda İsrail, düşmanın varlığını tamamen ortadan kaldırmak için Gazze Şeridi’ne kara saldırısına hazırlanıyor. Başbakan Netanyahu, Hamas’a karşı topyekün bir savaş yürütmeye kararlı olduğunu açıkladı. Gelecekteki olası hedefler arasında Lübnan ve Suriye’deki Hamas ve Hizbullah tesislerinin yanı sıra İran’daki nükleer ve diğer tesisler de yer alabilir. İsrailliler, terör saldırısını, ABD’nin Alman-Japon imhasına karşı İkinci Dünya Savaşı’na girmesine neden olan Japonların Pearl Harbor saldırısıyla karşılaştırdılar.

İsrailli uzmanlar, yakın zamanda bir kara operasyonu, Gazze Şeridi’nin üç özerk bölgeye bölünmesini ve roket ve silah üretimiyle bağlantılı yer altı tesisleri de dahil olmak üzere terör ağının tamamen yok edilmesini bekliyor.

Her ne kadar bazı uzmanlar diğer devletlerin ikinci bir cephe açma potansiyeline ilişkin kaygılarını dile getirmiş olsa da, İslam dünyasındaki ayrılıklar ve çatışan ulusal çıkarlar bu senaryonun olasılığını azaltıyor. İslami hükümetlerin ilk tepkisi temkinli ve dengeli bir yaklaşım gösterdi. Pakistan ve İran gibi ülkelerde bazı fanatik İslamcılar dayanışma gösterirken, Basra Körfezi ve Turan ülkelerinde bu daha az hissediliyor. Son yıllarda İsrail birçok Müslüman ülkeyle yapıcı ilişkiler kurmayı başardı ve bu ülkelerin terör uğruna stratejik başarılarını tehlikeye atması pek olası değil.

Büyük güçlerin müdahale tedbirleri de krizin oluşmasında önemli rol oynayacak. ABD, Ortadoğu’daki ana müttefiki İsrail’e mümkün olan en kısa sürede tam desteğini açıklarken, Arap militarizminin ana sponsoru Rusya ise sert yargılamalardan kaçındı. Hamas’ın sponsoru Tahran bile bu gruba verilen radikal desteğin dışında kaldı.

Gazze’yi Hamas’tan temizleme operasyonu, 2 milyondan fazla Filistinlinin varlığı ve Hamas’ın bu nüfusu bir kalkan olarak kullanma arzusu nedeniyle karmaşıklaşıyor. Ancak İsrail, Demir Kılıç Operasyonunu sona erdirme zorunluluğunu hissediyor. Şiddetin tırmanması Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla alevlendi, ancak Hamas’ın İsrail’i yok etme stratejik hedefiyle Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirdiği 2007’den bu yana gücünü istikrarlı bir şekilde artırdığı artık açık. Tel Aviv, yaklaşmakta olan çatışmayı kaçınılmaz, yalnızca bir an meselesi olarak görüyor.

Mevcut saldırının boyutu, İsrail’e arka tarafta İsrail’e yönelik tehdidi kapsamlı bir şekilde ortadan kaldırma fırsatı veriyor.

1973 Kıyamet Savaşı, 6-25 Ekim tarihleri ​​arasında 19 gün sürdü. Mevcut çatışmanın sıcak aşaması nispeten kısa olabilir, ancak sonuçlarının bölgenin jeopolitiği üzerinde derin bir etki yaratması ve potansiyel olarak terörizmin bölgesel politikadaki rolünü azaltması bekleniyor.

Haber Azerbaycan

azadliq.info sitesindeki yazının bir bölümü kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu