Azerbaycan

Belarus diktatörü Lukashenko itiraf etti: “Ben ve Putin, zamanı sonlanmış bir neslin politikacılarıyız”

Rusya’daki askeri ayaklanma esnasında Putin ile Prigozhin içinde arabuluculuk icra eden Lukaşenko şok açıklamalarda bulunmuş oldu ve Rusya’yı zor günlerin beklediğini söylemiş oldu.

  1. Lukashenko, ayaklanma günü Putin’in içinde bulunmuş olduğu zor ve umutsuz durumu kamuoyuna duyurdu. Ayaklanma esnasında Başkan Volodin, Federasyon Konseyi Başkanı Motviyenko, Patrik Kirill ve birkaç şahıs haricinde kimsenin görünmediğini söylemiş oldu. Lukashenko, Putin’in ekibinin ayaklanma esnasında daha çok bekle ve gör tavrı aldığını ve Putin’i açık bir halde desteklemediğini kamuoyuna deklare etti. Normal olarak Lukashenko’nun bu açıklamaları Putin’i oldukca kızdıracak.
    Lukashenko, Putin’in ayaklanma karşısında zayıf bir askeri konumda bulunduğunu duyurdu. Putin’in, Moskova’ya yürüyen 25.000 Wagnerci’ye karşı Moskova milisleri ve askeri öğrenciler (doğrusu muharebeye pek yetenekli olmayan) dahil yalnızca 10.000 silahlı adamı seferber edebildiği sözlerinden açıkça anlaşılıyor. Bu yüzden Lukashenko, Rus makamlarına yardım etmek için Belarus ordusundan hususi bir tugay göndermeye hazırlanıyordu.
    Lukashenko’nun açıklaması, internasyonal uzmanların Putin rejiminin fiilen zayıfladığı ve Rus elitinin bir sonraki krizde bekle ve gör tavrı alacağı yönündeki iddiasını haklı çıkarıyor. Harp kabiliyetine haiz askeri kuvvetlerinin yüzde 80-90’ı Ukrayna ile muharebeye katılmış olduğu için Rus devleti içeriden zayıfladı.
  2. Ayaklanma, Lukashenko’nun arabuluculuğuyla püskürtüldükten sonrasında, Kremlin propagandacıları ve bizzat Putin, ayaklanmayı iyi mi “kahramanca” bastırdıkları mevzusunda büyük bir propaganda kampanyası başlattılar. Putin’in bu kendini tanıtmasının Lukashenko pahasına olduğu ortaya çıktı. Bu yüzden Lukashenko, konuşmasında bu davada kahraman olmadığını onlarca defa altını çizdi: “İçtenlikle söylüyorum, kahraman yok.” Sadece görünen o ki, Putin’in aslolan işi yaparken kendi kendini tanıtması Lukashenko’yu o denli rahatsız etti ki, olanlardan dolayı Putin’i bile eleştiriyor. Bunu yıkıcı bir halde yapmamak adına Putin ile beraber kendisini de eleştirdiği doğrudur. Mesela: “Zamanında tedbir almadığımız için Putin ile beraber suçluyuz…” Lukashenko’nun “Wagner”e karşı herhangi bir tedbir alamadığı açıktır. Putin’in eleştirilerini birazcık yumuşatmak için Putin’le beraber kendisini de suçlu duyuru ediyor.
  3. Lukashenko, Rusya’daki ayaklanmayı önleyen kişinin kendisi bulunduğunu onlarca defa vurguluyor. Putin’e bile zafer çelengi vermek istemiyor. Lukashenko, “Evet, Rusya’daki süreçlerin tehlikeli bir yola girmesini engelledik. Kim bilir korkulu olayların önüne geçtik. Biz müttefikiz, dışarıda kalamayız.” Lukashenko ekibinin önünde böbürlenme fırsatını kaçırmıyor ve devam ediyor: “Birçoğunuz teşekkür ederim Lukashenko, Rusya’yı kurtardı, ona bir anıt dikilmeli diyorsunuz. Anıtları sevmiyorum…” )))
  4. Lukashenko da korktuğunu kabul ediyor ve Putin’e niçin yardım ettiğini açıklıyor: “Rusya düşerse, tamamımız onun harabesi altında kalacağız. Rusya olmadan yok olacağız.
    Bu ayaklanma Rusya’da başarı göstermiş olsaydı, onu derhal Beyaz Rusya’ya devrederlerdi. Anlatmaya gerek yok, gene Rusya’ya yardım ettim.
    Prigogine’in isyanı kanlı aşamaya gitseydi, tüm Rusya’da 2. cephe açılmış olacaktı. İç harp esnasında olduğu şeklinde.”
  5. Lukashenko, Prigozhin’in yardımcılarının tutuklanmasına da karşı çıkıyor ve Putin’i “daha karanlık günlerin yaklaştığı” mevzusunda uyarıyor. Lukashenko, “Artık kimseyi tutuklamaya gerek yok. Bu sözleri Ruslara, uravatanseverlere ve urapropagandistlere söylüyorum. Kimseyi tutuklamaya yada öldürmeye gerek yok. Sakinleşmeniz ve bu sayfayı çevirmeniz gerekiyor. Mevcut gerilmiş durumu daha da kötüleştirmeyin. Bunun bir tek başlangıç ​​bulunduğunu ihmal etmeyin. Hanginiz ayağa kalkıp her şey bitti diyebilir? Kimse söylemesi imkansız. Oldukca zor bir dönem bizi bekliyor.”
  6. Sonunda Lukashenko, “Wagner” ayaklanmasının koşullarını bizzat Putin’in yarattığını söylemek için Putin’i yeniden sokma fırsatını kaçırmıyor: “Putin ve ben, ayrılan politikacılar neslini temsil ediyoruz. Bu olaylardan ders almalıyız. Wagner şeklinde askeri birlik mevzusunda daha dikkatli olmalıyız. Onlarla zamanında buluşup sorunlarını çözmeliyiz.”

Ve Lukashenko’nun tüm bu açıklamalarından çıkaracağımız sonuçlar var. Bunlardan üç tanesini vurgulamak isterim.

  1. Putin o denli zayıfladı ki Lukashenko bile artık ona güvenmiyor. Zarar görmekten korkmuyor ve kendisini üstün bir politikacı olarak sunmaktan korkmuyor.
  2. Lukashenko’dan bahsetmişken, hemen hemen hiçbir şey bitmedi. Rusya’yı hala zor günler bekliyor.
  3. Lukashenko bile kendisinin, Putin’in ve “onlarla beraber mutlak anlamda bir Belarus diktatörü” bulunduğunu kabul ediyor. Lukashenko şunu kabul etti: “Hem ben hem de Putin, zamanı sonlanmış bir neslin politikacılarıyız.”

Rusya’daki askeri ayaklanma esnasında Putin ile Prigozhin içinde arabuluculuk icra eden Lukaşenko şok açıklamalarda bulunmuş oldu ve Rusya’yı zor günlerin beklediğini söylemiş oldu.

  1. Lukashenko, ayaklanma günü Putin’in içinde bulunmuş olduğu zor ve umutsuz durumu kamuoyuna duyurdu. Ayaklanma esnasında Başkan Volodin, Federasyon Konseyi Başkanı Motviyenko, Patrik Kirill ve birkaç şahıs haricinde kimsenin görünmediğini söylemiş oldu. Lukashenko, Putin’in ekibinin ayaklanma esnasında daha çok bekle ve gör tavrı aldığını ve Putin’i açık bir halde desteklemediğini kamuoyuna deklare etti. Normal olarak Lukashenko’nun bu açıklamaları Putin’i oldukca üzecek.
    Lukashenko, Putin’in ayaklanma karşısında zayıf bir askeri konumda bulunduğunu duyurdu. Putin’in, Moskova’ya yürüyen 25.000 Wagnerci’ye karşı Moskova milisleri ve askeri öğrenciler (doğrusu muharebeye pek yetenekli olmayanlar) dahil yalnızca 10.000 silahlı adamı seferber edebildiği sözlerinden anlaşılıyor. Bu yüzden Lukashenko, Rus makamlarına yardım etmek için Belarus ordusundan hususi bir tugay göndermeye hazırlanıyordu.
    Lukashenko’nun açıklaması, internasyonal uzmanların Putin rejiminin fiilen zayıfladığı ve Rus elitinin bir sonraki krizde bekle ve gör tavrı alacağı yönündeki iddiasını haklı çıkarıyor. Harp kabiliyetine haiz askeri kuvvetlerinin yüzde 80-90’ı Ukrayna ile muharebeye katılmış olduğu için Rus devleti içeriden zayıfladı.
  2. Ayaklanma, Lukashenko’nun arabuluculuğuyla püskürtüldükten sonrasında, Kremlin propagandacıları ve bizzat Putin, ayaklanmayı iyi mi “kahramanca” bastırdıkları mevzusunda büyük bir propaganda kampanyası başlattılar. Putin’in bu kendini tanıtmasının Lukashenko pahasına olduğu ortaya çıktı. Bu yüzden Lukashenko, konuşmasında bu davada kahraman olmadığını onlarca defa altını çizdi: “İçtenlikle söylüyorum, kahraman yok.” Sadece görünen o ki, Putin’in aslolan işi yaparken kendi kendini tanıtması Lukashenko’yu o denli rahatsız etti ki, olanlardan dolayı Putin’i bile eleştiriyor. Bunu yıkıcı bir halde yapmamak adına Putin ile beraber kendisini de eleştirdiği doğrudur. Mesela: “Zamanında tedbir almadığımız için Putin ile beraber suçluyuz…” Lukashenko’nun “Wagner”e karşı herhangi bir tedbir alamadığı açıktır. Putin’in eleştirilerini birazcık yumuşatmak için Putin’le beraber kendisini de suçlu duyuru ediyor.
  3. Lukashenko, Rusya’daki ayaklanmayı önleyen kişinin kendisi bulunduğunu onlarca defa vurguluyor. Putin’e bile zafer çelengi vermek istemiyor. Lukashenko, “Evet, Rusya’daki süreçlerin tehlikeli bir yola girmesini engelledik. Kim bilir korkulu olayların önüne geçtik. Biz müttefikiz, dışarıda kalamayız.” Lukashenko ekibinin önünde böbürlenme fırsatını kaçırmıyor ve devam ediyor: “Birçoğunuz teşekkür ederim Lukashenko, Rusya’yı kurtardı, ona bir anıt dikilmeli diyorsunuz. Anıtları sevmiyorum…” )))
  4. Lukashenko da korktuğunu kabul ediyor ve Putin’e niçin yardım ettiğini açıklıyor: “Rusya düşerse, tamamımız onun harabesi altında kalacağız. Rusya olmadan yok olacağız.
    Bu ayaklanma Rusya’da başarı göstermiş olsaydı, onu derhal Beyaz Rusya’ya devrederlerdi. Anlatmaya gerek yok, gene Rusya’ya yardım ettim.
    Prigogine’in isyanı kanlı aşamaya gitseydi, tüm Rusya’da 2. cephe açılmış olacaktı. İç harp esnasında olduğu şeklinde.”
  5. Lukashenko, Prigozhin’in yardımcılarının tutuklanmasına da karşı çıkıyor ve Putin’i “daha karanlık günlerin yaklaştığı” mevzusunda uyarıyor. Lukashenko, “Artık kimseyi tutuklamaya gerek yok. Bu sözleri Ruslara, uravatanseverlere ve urapropagandistlere söylüyorum. Kimseyi tutuklamaya yada öldürmeye gerek yok. Sakinleşmeniz ve bu sayfayı çevirmeniz gerekiyor. Mevcut gerilmiş durumu daha da kötüleştirmeyin. Bunun bir tek başlangıç ​​bulunduğunu ihmal etmeyin. Hanginiz ayağa kalkıp her şey bitti diyebilir? Kimse söylemesi imkansız. Oldukca zor bir dönem bizi bekliyor.”
  6. Sonunda Lukashenko, “Wagner” ayaklanmasının koşullarını bizzat Putin’in yarattığını söylemek için Putin’i yeniden sokma fırsatını kaçırmıyor: “Putin ve ben, ayrılan politikacılar neslini temsil ediyoruz. Bu olaylardan ders almalıyız. Wagner şeklinde askeri birlik mevzusunda daha dikkatli olmalıyız. Onlarla zamanında buluşup sorunlarını çözmeliyiz.”

Ve Lukashenko’nun tüm bu açıklamalarından çıkaracağımız sonuçlar var. Bunlardan üç tanesini vurgulamak isterim.

  1. Putin o denli zayıfladı ki Lukashenko bile artık ona güvenmiyor. Zarar görmekten korkmuyor ve kendisini üstün bir politikacı olarak sunmaktan korkmuyor.
  2. Lukashenko’dan bahsetmişken, hemen hemen hiçbir şey bitmedi. Rusya’yı hala zor günler bekliyor.
  3. Lukashenko bile kendisinin, Putin’in ve “onlarla kesinlikle bir olanların” zamanının geçtiğini kabul ediyor. Yeni nesil politikacıları temsil ediyorlar.
    Ali Kerimli
    FHKC Başkanı

Haber Azerbaycan

azadliq.info sitesindeki yazının bir kısmı kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu