Azerbaycan

Erastun Oruçlu: “Azerbaycan’ın İsrailli firmaları davet etmesi risk yaratabilir”

İlham İsmayıl: “İsrail-Azerbaycan ilişkileri her iki ülkenin çıkarlarını tamamlıyor, tehdit oluşturmuyor”

Azerbaycan hükümeti İsrailli yüksek teknoloji şirketlerine vergi avantajları karşılığında ülkeye taşınmalarını teklif ediyor.

“Turan”. bilgiİsrail yayınına göre “Globes”, Azerbaycan’a taşınma olasılığını düşünen şirketlerdeki kaynaklarına referansla bilgi yayınladı.

“Azerbaycan özellikle bu şirketleri 10 yıl süreyle kurumlar vergisi, emlak vergisi, arazi vergisi ve temettü vergisinden tamamen muaf tutmayı teklif ediyor. Azerbaycan’ın seçilmiş İsrailli girişimlere sunmaya başladığı ayrıcalıkların hepsi bu değil. Bu adım Bakü’de bir teknoloji parkının başlatılmasıyla ilgilidir, ancak Azerbaycan hükümeti açısından şirketler ülkenin herhangi bir bölgesinde yer alabilir. – yayın yazdı.

“Globes”a göre, bir dizi İsrailli ileri teknoloji şirketi ülkeye taşınmak için şimdiden pazarlık yapıyor:

“Söz konusu vergi avantajlarına ek olarak şirket çalışanlarının aylık maaşına 4.700 ABD dolarına kadar sıfır gelir vergisi oranı uygulanacaktır. Ayrıcalık elde edebilmek için şirketin geçen yılki faaliyeti hakkında bilgi vermesi veya yıllık 200.000 manat cirosunu teyit etmesi gerekiyor. Program çerçevesinde ülkeye, oturma izinlerinin resmileştirilmesi ve hane halkı sorunlarının çözülmesi de dahil olmak üzere göçmenlik desteği sağlanıyor.”

Azerbaycan-İsrail. Fotoğraf: arşiv

“Azerbaycan, Avrasya bölgesinin teknoloji ‘babası’ olmayı hedefliyor, dolayısıyla bu ülkeye taşınmak Türk ülkelerine açılan kapı olarak şirketlere fayda sağlayabilir. Bakü’nün Ankara ile ilişkileri “Tek millet, iki devlet” düşüncesine dayanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de faaliyet göstermek isteyen firmalar da bu durumdan faydalanabilir.” – yayını yazar.

Programın Azerbaycan İnovasyon ve Dijital Kalkınma Ajansı (IDDA) tarafından yürütüldüğü de belirtiliyor:

“Asıl amacı ekonomiyi çeşitlendirmek. 2022 yılında Azerbaycan’ın GSYİH’sının yüzde 47,8’i, bütçe kaynaklarının yüzde 52,7’si ve ihracatının yüzde 92,5’i petrol ve gaz sektörüne düştü. Bakü’de dünyanın petrolden uzaklaştığını anlıyorlar, bu nedenle petrol ve gaza bağımlılığı azaltmak için hazırlıklara ihtiyaç var.”

Yayında, Azerbaycan’ın son yıllarda ekonomiyi çeşitlendirmek ve petrolden “özgürlük” sağlamak için yoğun çaba harcayan Basra Körfezi ülkelerinden ilham aldığı belirtiliyor:

“İDDA halihazırda ilgili personelin yetiştirilmesi ve internet teknolojisi derslerinde 3.000’den fazla öğrenciye burs sağlanması üzerinde çalışıyor. Gelecek yıl bölge halkına yönelik burs sayısının 5.000’e çıkması bekleniyor. Ülkeye taşınan yeni girişimlere destek sağlayan IDDA’nın başkan yardımcısı Pasha Aliyev, akıcı bir şekilde İbranice konuşuyor. Globes ile yaptığı görüşmede İsrailli şirketleri çekme girişiminin Azerbaycan’da güçlü bir teknolojik ekosistem inşa etmeye yönelik daha geniş çabaların bir parçası olduğunu söyledi.

Genç ve çok dilli nüfusumuz, kültür çeşitliliğiyle birlikte dinamik ve yenilikçi bir iş gücü oluşturmaktadır. Ayrıca altyapımız ülkeye taşınan firmaların hızlı bir şekilde yerleşip yeni koşullara entegre olmalarına olanak sağlıyor. Bu, Azerbaycan’ı Asya pazarında gelişme ve yenilik arayan teknoloji şirketleri için ideal bir yer haline getiriyor.” – Paşa Aliyev öyle söyledi.

Şu soru ortaya çıkıyor: Azerbaycan’ın bilişim teknolojileri alanında uzmanı yok mu ve İsrail’e mi yöneliyor?

Güvenlik konularında uzman olan Erestun Orujlu, yolsuzluğa ve tekele rağmen Azerbaycan’ın bilişim teknolojilerinin uygulanması ve para transferlerinin elektronikleştirilmesi alanında önemli başarılar elde ettiği görüşünde.

Ancak Erastun Orujlu, dünyanın her yerinde yabancı şirketlerin ve vatandaşların ülkeye çekilmesine yönelik bir uygulamanın bulunduğunu da sözlerine ekledi:

“Ancak dünyada bu alanda sıkı bir devlet denetimi sistemi var. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki herhangi bir BT şirketinde yönetici seviyesinin altında bir yazılım mühendisi pozisyonu almak için bir güvenlik kontrolünden geçmeniz gerekir. FBI araştırır ve ardından bir teminat bonosu çıkarır. Bu anlamda Azerbaycan’da bu güvenlik sorunlarının görülüp görülmediği sorusu ortaya çıkıyor. Mesele şu ki, bizim coğrafi konumumuz Azerbaycan üzerinde birçok devlete yönelik siber casusluk operasyonlarının gerçekleştirilmesine elverişlidir.”

“Böyle olaylar oldu mesela 2017’de Masallı’da Telefon Santralı’nın patlamasını yazmıştım. O dönemde İran’a giden internet kanallarının o binanın altından geçtiğine dair şüpheler vardı. Üçüncü bir ülkenin temsilcilerinin gelip oraya casus ekipman kurması ve internet kanalını izlemesi nedeniyle havaya uçurulmuş olma ihtimali vardı. Ancak resmi kaynaklar patlamanın gaz sızıntısından kaynaklandığını söyledi. Ancak yapılan incelemede orada herhangi bir gaz sızıntısının olmadığı ortaya çıktı. Şu soru ortaya çıkıyor: Birkaç kişinin ölümüyle sonuçlanan telefon santralindeki patlamaya ne sebep oldu? Ya da Eldar Mahmudov’un görevden alınmasından birkaç gün sonra DeltaTelekom’da patlama oldu, onu da yazdım. Bütün bunlar Azerbaycan’da bilişim alanının kirli niyetlerle kullanıldığının göstergesidir, Pegasus programlarının kullanılmasından bahsetmiyorum. – dedi uzman.

Erastun Orujlu. Fotoğraf: sosyal ağ

Bilgi eksikliği nedeniyle mevcut durum hakkında ancak olasılık dahilinde konuşabileceğini söyledi.

“Bu nedenle yabancı şirketler getirilecekse devletin kontrolünde olması lazım. Devletin uzmanı yoksa nasıl kontrol edilir sorusuna gelince, Batı üniversitelerinde bilişim eğitimi almış, ya işsiz ya da ülkeden kaçmış yüzlerce genç Azerbaycanlı var. Yabancı şirketler için yaratılan koşullar neden onlar için yaratılmıyor?.

“İsrail’den kesinlikle bahsetmiyoruz. İsrail siber güvenliği en kötü haliyle kullanıyor. İsrailli uzmanların, resmi düzeyde olmasa da, Lübnan’daki 17 Eylül patlamalarının kendilerine ait bir operasyon olduğunu inkar etmedikleri doğrudur. Aslında dün yaşanan olay büyük çaplı bir siber terör eylemidir. Çünkü orada sadece Hizbullah örgütünün temsilcileri değil, doktorlar ve siviller de zarar görmüştür. Bu nedenle siber güvenlik konusunu gündeme getirmek önemli. Şimdi şu soru ortaya çıkıyor: Yarın İsrail gelip Azerbaycan’da bazı merkezler kurduğunda ülke hedef alınmayacak mı, bunun garantisini kim verebilir? Bu nedenle İsrailli şirketlerin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi veya yerlerinin başka ülke şirketlerinin alması gerekiyor. Örneğin Almanya, ABD ve İngiltere. Biliyorsunuz Pegasus olayında bu programların diktatör ve otoriter rejimlere satıldığı ortaya çıktı. Bu anlamda Azerbaycan’ın bilişim alanında İsrail, İran, Çin, Kuzey Kore gibi ülkelerle işbirliği yapmaması gerekiyor. Diğer devletleri melek olarak görmüyorum ama en azından siber terör eylemleri gerçekleştirmiyorlar”, – Oruçlu ekledi.

Uzman, Azerbaycanlı uzmanların ülkeye dönmesinin önemine vurgu yaptı.

Bugün Silikon Vadisi’nde onlarca Azerbaycanlı uzman çalışıyor. Bilişim şirketlerine bazı imtiyazlardan bahsediyorlar, yıllık 200.000 manat ciro çok saçma bir rakam. Neden ülkenin sınırlarını kapatıp vatandaşlarını dışarıda tutuyorlar ve başka ülkelerden uzmanlar getiriyorlar? Burada tavizlerden değil, devletin yasa ve ilkelerinin aşağılanmasından bahsediyoruz. Yani her ülke kendi kaynaklarına güvenmelidir. Dünyanın farklı ülkelerinde eğitim almış ve ağlar kurmuş bir grup genç Azerbaycanlı uzman bu konuyu gündeme getirmek için bana başvurdu. Gençler devletin kendilerine destek vermesini istedi. Bunu sosyal ağlarda yazdım ama yanıt gelmedi. Demokrasiler de kontrolü elinde tutuyor; örneğin ABD ve Kanada, adlarını verebilirim, bunlar tamamen yasal. Mesela İsrail şirketlerinin Azerbaycan’daki faaliyeti Rusya’yı, İran’ı, Türkiye’yi tatmin etmiyor, öyleyse neden bu riskleri artırmamız gerekiyor…?”.

Güvenlik konularında uzman olan İlham İsmayıl ise farklı düşünüyor. Ona göre eğer yazıldığı gibi olacaksa çok doğru bir yaklaşımdır:

İlham İsmailİlham İsmail
Fotoğraf: Meydan TV

Petrol üretimi 2010’dan bu yana azalıyor. Şu anda petrol fiyatının düşürülmesi süreci devam ediyor ve bu bir süre daha devam edecek. Azerbaycan’ın hava ve su gibi ekonomik çeşitliliğe ihtiyacı var. Aksi takdirde ülkenin ekonomik durumu daha da kötüleşecektir.”

İlham İsmayıl, bu sürecin güvenlikle, özellikle de “Pegasus” ve Lübnan olaylarıyla (muhtemelen çağrı cihazı patlamasına atıfta bulunarak) hiçbir ilgisinin olmadığını ve ekonomik güvenliği garanti ettiğini söylüyor:

“Modern dünyada ekonomik güvenlik, ileriye dönük siyasi ve askeri güvenliğin temel garantisidir. Üstelik İsrail-Azerbaycan ilişkileri her iki ülkenin çıkarları açısından birbirini tamamlıyor ve bir tehdit oluşturmuyor. Elbette İran bu yakınlaşmayı kıskançlıkla karşılayacak ve İsrail şirketlerini, hatta onların çalışanlarını sabote etmeye çalışacak, iki ülke ilişkilerine zarar verecek başka adımlar atmaya çalışacaktır. Ancak İran şu ana kadar bu tür girişimlerde bulundu ve istediğini elde edemedi. İsrail’in ülkemizle ilişkileri yalnızca bize yarar sağlar. Burada tek tehlike İran’ın provokasyonlarıdır. Elbette ülkenin özel servisleri bu tür provokasyonları etkisiz hale getirebilecek yeterli tecrübeye ve profesyonelliğe sahip.”

Makale Meydan.tv sitesinden esinlenmiştir

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu