Kısırlık riskini artıran korkutucu nedenler ortaya çıktı

Batılı araştırmacılar, kirli havanın düzenli olarak solunmasının erkek kısırlığı riskini %25 artırabileceği sonucuna vardı. Ayrıca yol gürültüsüne maruz kalan kadınlarda kısırlık riski yüzde 14 artıyor.

“Haber Azerbaycan”, Mk.ru’ya atıfta bulunarak bu konuda bilgi veriyor.

İngiliz uzmanlar ayrıca çalışmanın sonuçlarının hala sınırlı olduğu konusunda uyardı. Ancak doğrulanırsa gelecek nesiller üzerinde derin bir etkisi olabilir.

Bu sonuçlar ulusal bir anketin sonuçlarına dayanmaktadır. Burada yaşları 30 ile 40 arasında değişen 500.000’den fazla erkek ve 400.000’den fazla kadın yer aldı. Hepsinin ikiden az çocuğu vardı. Çalışmaya katılanlar 2000 ile 2017 yılları arasında Danimarka’da yaşadılar.

Uzmanlar üreme sağlıklarını analiz etti ve yaşadıkları yerdeki hava ve gürültü kirliliğine ilişkin uzun vadeli verilerde kalıplar belirledi.

Bilim insanları, kentsel ortamlarda trafik ve fosil yakıtların yakılması sonucu oluşan havadaki küçük parçacıkların etkilerini özel olarak araştırdılar.

Her yıl ortalama 2,9 mikrogram ince parçacık kirliliğine maruz kalan Danimarkalı erkeklerin kısırlık riskinin %24 daha yüksek olduğu bulundu.

Danimarkalı araştırmacılar bu parçacıklara maruz kalmanın kadınların doğurganlığı üzerinde benzer bir etkisini gözlemlememiş olsalar da, gürültü kirliliğinin de benzer bir etkisini bulmuşlardır.

Trafik gürültüsü uykunun azalması ve stres seviyesinin artmasıyla ilişkilidir. Aynı zamanda kardiyovasküler ve zihinsel yan etkileri de beraberinde getirir.

Ortalamanın üzerinde 10,2 desibellik yol gürültüsüne maruz kalma, 35 yaş üstü kadınlarda kısırlık riskinin yüzde 14 oranında artmasıyla ilişkilendirildi.

Araştırmada kadınların yaşadığı gürültü kirliliğinin ortalama düzeyi 57,7 ile 59,1 desibel arasındaydı.

Yetişkin nüfusun yaklaşık %40’ının trafikten kaynaklanan 50 desibelin üzerinde uzun süreli gürültü seviyelerine maruz kaldığı tespit edilmiştir. Bazı bölgelerde bu sayı 80’e kadar çıkıyor.

Gürültü genç kadınlarda kısırlık oranındaki artışla ilişkilendirilmemiş ancak 37-45 yaş arası yaşlı erkeklerde kısırlıkta küçük bir artışla ilişkilendirilmiştir.

BMJ’de yayınlanan çalışma gözlemseldir. Kirliliğin mutlaka kısırlığa neden olduğu doğrudan belirlenemez.

Üstelik bir kişinin evinin dışında soluduğu parçacıklara ilişkin veriler dikkate alınmıyor. Elbette erkek ve kadın doğurganlığını etkileyebilecek yaşam tarzı faktörleri dikkate alınmamıştır.

Ancak bu tür sonuçlar politika yapıcıları halkı aşırı gürültü ve hava kirliliğinden korumaya yönelik stratejiler geliştirmeye sevk edebilir.

Aydın