Haberler

Zorbalık Öpücük | “Haber Azerbaycan”.az

O zamanlar 7-8 yaşlarında olmama rağmen şimdi anlatacağım hikayeyi yaşadıklarımdan, içindeki diyaloglardan, mekana kadar hatırlıyorum. Her hatırladığımda aynı şeyleri hissediyorum.

Bir defasında dedemle geldiğimde Şehitler Sokağı’na bakan yurdun önünde Sumgayıt’ta yaşayanların yakından tanıdığı bir kadın akrabamızla karşılaştık. Bu kadın yaklaşık 60 yaşında olacaktı. Selamlaşmanın ardından kadın beni öpmek istedi ama ben reddettim. Durduğumuz yerde daire çizdik, beni öpmek istedi, ben de kaçtım. Bebeğim, eğer izin verirsen seni öperim ve ben de istemediğimi söyleyip durdum. Sonunda yoruldu ve dedeme dedi ki, bu nasıl bir çocuk?! Büyükbabam da bir keresinde “Hey bebeğim, istersen öp beni” demişti ama sonra hiçbir şey söylememişti.

Evet, şu an 35 yaşındayım ve hâlâ bir yabancının beni öpmesine, yüzüme dokunmasına dayanamıyorum. Ben bu işkencenin çocuklukta kalacağını sanıyordum, hayır tam tersine. Büyürken resmen “öpücük zorbalığına” maruz kaldım. Bu “öpücük” hayatımda aile içi bir soruna dönüştü. Alaycı akrabalarınızı, hoşlanmadığınız kadın ve erkekleri öpmek zorunda kalıyorsunuz. Sonuçta onu nasıl yetiştirmişler diyecekler, sonuçta bu nasıl gelin diyecekler vs…

35 yaşındasın hâlâ bu tabulardan çıkamıyorsun. Seni kendi adıma tanımıyorlar. Belki de karşılarındaki kişinin bundan hoşlanmadığını düşünmüyorlar. Allah’ım yüzlerini bu yüze yapıştıracaklar, yoksa konuşacak konu bulmak zor olacak…

Evet diyordum, bu öpüşme törenini çocukluğumdan beri hiç sevmemiştim. Birisi evimize gelip beni öpmek zorunda kaldığında hemen elimle ya da kıyafetlerimle yüzümü sildim. Tanısanız da tanımasanız da tüm akrabalarınızı öpmeye zorlanmak büyük bir işkenceydi. Şimdi heteroseksüel olmamın iyi olduğunu düşünüyorum, en azından hoşlanmadıklarım da dahil çok fazla insanla tanışmadım.

Çocukluğumuzda “yetişkiniz” diyenlerin, şimdi ise büyümüş olmamıza rağmen hâlâ “yetişkiniz” diyenlerin manevi “dehşetine” ne kadar maruz kaldığımızı büyüdükçe anlıyorum. Sanki uzaktan kumandayı alıp kontrol etmeye çalışıyorlar.

Neyse… Konudan fazla uzaklaşmayacağım. Şimdi bile öpüşmeyi olmazsa olmaz bir gelenek haline getiren insanları anlamıyorum. Bazen ben bu törenden kaçınsam bile sen yine de “kaba” bir söz yüzünden pes ediyorsun.

Oğlumun da benim gibi olduğunu söyleyeyim. İnsanlara karşı soğuk ve mesafelidir, özellikle öpüşme töreninden hoşlanmaz. Ve onu bunu yapmaya zorlamıyorum. Hakkında ne kadar “çocuktu” imaları duyarsam duyayım, “annesine benziyor” gibi ifadelere aldırış etmiyorum ama öpüşmeyi sevmediğini, kimsenin onu zorlamaması gerektiğini söylüyorum. o.

Bunun gibi. Canlarım, öpmek ya da öpmemek küresel bir sorun değil. Bununla çok fazla zaman ayırıp kendinizi yormayın. Zaman zaman yukarı bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Ama sevdiklerinize sarılıp öpmeyi unutmayın.

Not: Şunu da belirtmeliyim ki, adını kafama kazıdığım kadından bahsederken, hemen orada dedeme sordum ve evet, o beni öpmek isteyen kadın dedim… Öldüğünde bile, Ben de aynı şeyi söyledim: “Beni öpmek isteyen kadın hangisi öldü?”

Samimi olarak…

Günay Ilgargizi

Haber Azerbaycan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu