İsrail-Hamas savaşı sırasında başkalarını anmak – dedikodu – İsrail Haberleri
Gazze’de Hamas’ın esaretinde bulunan İsrailli rehineler adına düzenlenen TÜM miting ve toplantılarda, İsrailli olmayanları görmezden gelme eğilimi var. Aynı şey 7 Ekim’de Hamas tarafından öldürülen yabancı uyruklular için de geçerli.
Bunlar arasında bakıcıların yanı sıra modern tarım eğitimi almak için İsrail’e gelen öğrenciler de yer alıyor. Bunların arasında bir aydan az bir süredir ülkede bulunan Nepalli öğrenciler de vardı.
Sdot Negev’deki Hemdat Eğitim Koleji’nin başkanı Prof. Haim Shaked, öldürülen öğrencilerin ailelerini ziyaret etmek ve bazı eski öğrencilerle nasıl ilerleme kaydettiklerini görmek için Nepal’e gitmenin önemli olduğunu söyledi.
Son ziyaretler yürekleri ısıtırken, yaslı ailelere yapılan ziyaretler yürekleri dağladı. Shaked, bu hafta KAN Reshet Bet’e verdiği röportajda, çoğunluğunun tamamen izole ilkel bölgelerde yaşadığını söyledi. Her biri için, ölen öğrenci sadece ailenin sevilen bir üyesi değil, aynı zamanda İsrail’de edindiği bilgileri kullanabilseydi ailenin geleceğinin anahtarıydı. Bu nedenle ölümü iki kat yıkıcı oldu ve yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine dair tüm umutları yok etti.
Üstelik Orta Doğu’daki çatışmalarla hiçbir ilgisi olmayan Nepal vatandaşlarının neden Hamas’ın kurbanları arasında yer aldığını da anlayamıyorlar.
Görünen o ki, ölmeden önce öğrenciler de aynı şekilde şaşkına dönmüşlerdi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, dışarıda bulunan bir öğrenci göğsünü işaret ederek “Nepalli” diye bağırmaya devam ederken, ellerini kaldırarak dışarı çıkan bir öğrenci de diğer öğrenci gibi anında vuruldu. Hamas’ın umurunda değildi. Bir cinayet çılgınlığı içindeydiler.
Taylandlı işçiler ve öğrenciler de kayıplar ve rehineler arasındaydı, ancak Shaked’e göre Tayland hükümeti, rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail’deki Taylandlıların ülkelerine geri gönderilmesini sağlamak için Nepal Hükümeti’nden çok daha fazla çaba gösterdi.
Aynı şekilde Taylandlıların Orta Doğu çatışmasıyla hiçbir ilgisi yok.
Başkan Isaac Herzog, vatandaşları Hamas rehineleri arasında yer alan yabancı ülkelerin büyükelçileriyle sık sık temas halinde bulunuyor.
Bu hafta bir adım daha ileri giderek Hamas tarafından vahşice kaçırıldığında İsrail’de okuyan Nepalli tarım öğrencisi Bipin Joshi’nin ailesiyle Zoom görüşmesi gerçekleştirdi. Genç adam, terör saldırısı sırasında el bombalarını savuştururken büyük bir cesaret gösterdi.
Herzog aileye, İsrail’in Bipin ve diğer tüm rehineleri İsrail’e geri getirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğine dair güvence verdi.
Biden-Bibi gerilimi
■ Neyin buna sebep olabileceğine dair pek çok soru var Başbakan Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden’a hakaret ve genel olarak ABD yönetimi, Amerika’nın İsrail’e sağladığı malzemelerle ilgili en ufak bir gerçeği bile içermeyen İngilizce bir video yayınlayarak. Siyasi açıdan bilgili İsrailliler çeşitli senaryolar öne sürdüler, ancak kimse gerçek nedeni bilmiyor.
Bu köşe yazarına göre olasılıklardan biri, Biden’ın Beyaz Saray’a geri dönmek isteyen eski başkan Donald Trump’tan daha bağışlayıcı bir birey olmasıdır.
Ufukta ABD başkanlık seçimleri varken Netanyahu, kazanması halinde Trump’ın gözüne girmek istiyor.
Biden kazanırsa uzlaşmaya yetecek süre geçmiş olacak. Ayrıca Biden ne olursa olsun İsrail yanlısı kalacaktır.
Onun kavgası İsrail’le değil Netanyahu’yla. Asıl soru, Amerikalılar iki adaydan hangisini başkan olarak istediklerine karar verdikten sonra Netanyahu’nun hâlâ görevde olup olmayacağı.
‘Haham tasarısını’ reddediyoruz
■ Tartışmalı ‘haham yasa tasarısı’ rafa kaldırılmadan önce, bir gün çığlıklar atan MK Tali Gotliv’in yanında yer alabileceklerini düşünen çok az kişi vardı.
Ancak tasarıya karşı oy kullanacağını açıklamasına yanıt olarak Gotliv’i Knesset’in Anayasa, Hukuk ve Adalet Komitesi’nden çıkarmak için bir girişimde bulunulduğunda, böyle bir hareketin demokratik olmayacağı gerçeği üzerine bir gürültü koptu ve Gotliv normalde ondan uzak durabilecek insanlar tarafından desteklendiğini fark etti. Son tahlilde olduğu yerde kaldı.
Charlie ve İsrail’deki Çikolata Fabrikası
■ En iyi halkla ilişkiler ajanı bile, 1980’lerde gösterilen İngilizce müzikal Charlie ve Çikolata Fabrikası’nı mümkün olduğu kadar çok insanın görmesini sağlamak isteyen, Kudüslü Shoshana Gabbay gibi düşkün bir büyükanne ile rekabet edemez. 1 Temmuz’dan itibaren ülke çapındaki mekanlar. Kadroda Gabbay’ın 11 yaşındaki torunu da yer alıyor.
İsrail Müzikalleri prodüksiyonu hem çocuklar hem de yetişkinler için ideal bir yaz tatili ikramıdır.
2007 yılında kurulan Israel Musicals, Broadway prodüksiyonlarına tutkuyla bağlı bir canlı tiyatro şirketidir ve bunları İsrail’de orijinal dilinde, yani İngilizce olarak yeniden üretir.
Yıllar geçtikçe, yapımlar yalnızca olumlu eleştiriler almakla kalmadı, aynı zamanda prodüksiyonu ilk olarak Broadway’de veya Londra’da izlemiş olabilecek birçok izleyicinin nostaljik anılarını da canlandırdı.
İngilizce anlamayan İsrailliler için senaryoyu takip edebilmeleri için İbranice altyazılar mevcut.
Israel Musicals’ın düzenli bir oyuncu, şarkıcı ve dansçı ekibi olmasına rağmen, sahnede ve sahne arkasında yeni yetenekleri her zaman memnuniyetle karşılar.
Bu arada, Charlie ve Çikolata Fabrikası ile keyifli bir aile gezisi yapmak isteyenler mesai saatleri içerisinde (10:00 – 18:00) 02-533-4561 numaralı telefonu arayarak bilet alabilirler. Fiyatlar 65 NIS ile 105 NIS arasında değişmektedir.
Yeni kitap çıkışı
■ PR MAN ve yazar Gil Samsonov, son kitabı The Begins’in tanıtımını geçtiğimiz hafta Kudüs’teki Begin Miras Merkezi’nde gerçekleştirdi.
Yazar arkadaşımız Micha Goodman, siyasetten röportajlara ve siyasetle ilgili fikirlere, uzlaşma ve birliğe giden yolda bir tez sundu.
Toplantıya katılanlar arasında Turizm Bakanlığı eski genel müdürü Eli Gönen, Begin Merkezi başkanı Herzl Makov ve bazı bakanlıkların eski genel müdürleri ve büyük ticari kuruluşların eski CEO’ları da vardı.
Samsonov’un bir önceki lansmanı Mayıs ayında Tel Aviv’deki ANU Müzesi’nde yapılmıştı; burada katılımcılar önde gelen gazeteciler Ben Caspit ve Amit Segal arasındaki tartışmaya hayran kalmıştı.
Savaş sırasında İsrail’de turizm
■ Turizm sektöründe işler canlanmaya başladı ve 7 Ekim’den bu yana üç veya daha fazla otelde yaşayan çok sayıda yerinden edilmiş kişiye yürüyüş emri verildi.
Neyse ki, bazı durumlarda Ağustos ayına kadar hükümet destekli uzatmalar aldılar, ancak bundan sonra ne olacağını yalnızca Tanrı bilir. Kuzey’de yaşayanların çoğunun artık dönecek evleri yok. Diğerleri ise günlük roket yağmuru sona erene kadar geri dönmeyi reddediyor.
Kiryat Shmona ve Metulla belediye başkanlarından hükümetin yetersiz eylemine karşı sık sık protestolar duyuldu, ancak şimdi Hayfa Belediye Başkanı Yona Yahav da sesini ekledi.
Hayfa, Kuzey’in başkentidir ve genel anlamda, parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya olmaması gereken Yahudi-Arap ortak kültür ve iş projeleriyle bir arada yaşama modelidir.
Turizm açısından, seyahat acentaları, seyahat rehberleri, otel yöneticileri ve personelinin yanı sıra oda ve kahvaltı işletmesi sahiplerinin de bu sıkıntıyı hissetmesiyle felaket bir düşüş yaşandığı aşikar.
Ayrıca Kuzey’den pek çok insanın taşınması nedeniyle pek çok ticari işletme kapanmaya zorlandı ya da küçültülmüş düzeyde faaliyet gösteriyor. Buna süpermarketler de dahildir.
Ancak Tel Aviv’de ülkenin savaşta olduğunun asla bilemeyeceği yerler var; Halen misafirlerinin çoğunluğunu evlerinden edilmiş kişilerin oluşturduğu oteller bulunmaktadır.
Çoğu otelde misafirler şımartılır ve bunu takdir etseler de ev yemeklerinin tadını özlerler, özellikle de konukların tamamı olmasa da çoğunluğunun Kuzey Afrika kökenli olduğu ve otellerin Avrupa tarzı yemekler sunduğu otellerde. .
Bu tür kuruluşlardan biri olan Hotel Jo’nun genel müdürü Yaakov Ovadiah bunun farkındadır ve konuklardan geleneksel Tunus spesiyaliteleriyle tanınan Tami Moyal’i ara sıra otelin mutfağında iz bırakması için davet etmiştir. ev tadında.
Moyal aynı zamanda tam bir Fas mutfağı uzmanı, bu yüzden yemek pişirirken herkes mutlu oluyor. Hotel Jo, konukların otelin şefinin kartal gözü altında mutfağı devralmalarına izin verilen birkaç otelden biridir. Otelin mutfak personelinin mutfak repertuarlarına ekleme yapması ve misafirlerin kendileri için ruhsal gıdayı alması durumunda bu bir kazan-kazan durumudur.
İnancın ve cesaretin lideri
■ YESHIVA ÜNİVERSİTESİ Başkanı Dr. Haham Ari Berman, topluluk için emunah (inanç) ve cesaretin sesi olduğu için Mizrachi Dünya Hareketi’nin yönetim kurulu başkanı Haham Doron Perez’e açılış Torat Tziyon Ödülü’nü verdi.
Aslen Güney Afrikalı olan Perez, gençliğinde Aliyah yaptı ve Siyonizm ideallerine bağlı bir aile yetiştirmeden önce IDF’de görev yaptı. 7 Ekim’de her ikisi de subay olan iki oğlu Kibbutz Nahal Oz’u savunmak için savaştı; Yonatan yaralandı, iyileşti ve rehabilitasyon döneminde evlendi.
Tank mürettebatının komutanı 22 yaşındaki Daniel öldürüldü, cesedi rehin alındı ve henüz geri dönmedi. Ailesinin belirsizliğine ve acısına rağmen Perez, sürekli olarak Tevrat, Yahudi halkı ve İsrail Toprağı arasındaki bağlantıyı vurgulayarak binlerce kişinin güçlenmesine yardımcı oldu.
Açılış töreninde Perez şunları söyledi:
“İsrail’deki ve dünyanın dört bir yanındaki Yahudi halkının karşı karşıya olduğu kritik sorunların çözümüne yardımcı olmak için liderliğe, özellikle de haham liderliğine daha önce hiç ihtiyaç duymamıştım.” dünya ve zorlukları.”
Daniel’in ölümünün ardından Perez’e, oğlunun Polonya’daki ölüm kamplarına yaptığı lise gezisini ve Yahudilerin bir devlete ve kendilerini savunma kapasitesine sahip olmamanın ödediği bedeli yansıttığı oğlunun günlüğü verildi.
Daniel halkını ve ailesini korumanın kendi amacı, ayrıcalığı ve sorumluluğu olduğunu düşünüyordu. “Asker ve subay olarak rolüm nedir?” o yazdı. “Savunma yeteneğim var. Peki ben değilsem kim?”
