Gündem

Bana kurbanlık et alabilir misin?

Rovşan Hacıbeyli

Her yıl kurban kesilen yerlerden rapor hazırlayan Sevinj Vagifgızı’nın yerine

Tatil geldi, ne yapacağımı bile bilmiyorum… Hayır, bunlar geçmişte kaldı, artık kimse bu soruyu kendine sormuyor, tatil geldiğinde ne yapacağını çok iyi biliyor hem zenginler hem de parası olanlar. anlamı yok. Kurban Bayramı’nda açılan mezbahaların yerini zaten herkes biliyor. Önceki yıllardan farklı olarak, birkaç yıldır hükümet mağdur çalışmalarının kontrolünü de ele aldı. Bu bayramda gezici kesim istasyonları oluşturuyorlar, ilçe yürütme makamlarıyla birlikte çalışmalar düzenliyorlar. Ancak bu istasyonlarda her zaman çok ciddi ve yürek burkan memnuniyetsizlikler yaşanıyor. İş organizasyonu sıfır düzeydedir. İnsanların rahatı için hiçbir koşul yaratılmamıştır. Örneğin gölgelik, koltuklar, sıra numarası vb. Onlar olmadığı için sıra alma prensibi beklenmiyor, kurbanlık koyunu satın alan kişiler herkesin önüne geçerek kurbanını önce kesmek istiyor. Bayram şarkılarıyla bu istasyonlara gelenler, birkaç saatliğine aldıkları kurban etlerini alıp kanlar içinde evlerine dönüyorlar. Eve vardıklarında sabırsızlıkla bekleyenlerin kanını karartacağına şüphe yok…

Kuralların oluşturulmasından sorumlu kurumların temsilcileri, düzensizliğin ana nedenleridir. Sırayı bozuyorlar, tanıdıklarını içeri alıyorlar ve sıra beklemeden insanları içeriye kapatıyorlar. Vatandaşlar, görevlilerden birinin küfür etmesi üzerine genç polise şikayette bulundu. Polis o kişiyi azarladığında adam ilk başta acınası görünüp küfür etmediğini söyledi ancak bazı sorumluların bu adamı savunup polise saldırması onun ayağının altına taş koydu. Genç polis rapor yazacağını söyleyince “Nereye istersen, ne istersen yaz” dedi. Bu arada bazı polisler genç yoldaşlarını da eleştirdiler, yani başım ağrımıyor, başım ağrımıyor ya da çoğumuzun tipik olan geleneksel “neden buna ihtiyacımız var” yorumu.. Teşekkür ederim genç adam, geri adım atmadı…

Ancak burada düzeni sağlamaya çalışan bir polis memuru da vardı. Emekli polis olduğu doğrudur ama sözünü söylemiş ve asıl eleştirisi hukuksuzluğa izin veren, bazen de katılan polislere ve diğer sorumlulara yönelik olmuştur. Görevlilerin görev dışında içeri girmesi için kendisini sakinleştirmenin çeşitli yollarını aramasına (bazıları da protestoya katılarak seslerini yükseltmesine) rağmen o kabul etmedi ve sırasını bekledi… Ayrıca bunu yapanlara şikayette bulunacağını da söyledi. Hukuka aykırılık yaptıklarını ve cezalandırılacaklarını söyledi.

Kurban kesmeye gelen vatandaşlardan biri, usulsüzlük yapanları ve kurallara aykırı girenleri görevliye şikayet ederek şunları söyledi:
– Halkımız ne zaman kültür sahibi olacak?
– Bu olmayacak. Hiçbir zaman olmadı ve olmayacak..

Bu arada kültürümüz olmadığını söyleyen görevli, kuyruğu bozanlardan, tanıdıklarını sıraya girmeden içeri sokanlardandı, aynı zamanda içeride güya düzeni sağlayanlardandı. Arada sanki bunlar babasının eşyalarıymış gibi insanlara bağırıyor ve katliamı durduracağını söyleyerek kasaplardan işi durdurmalarını talep ediyordu. Doğruydu, kimse umursamadı. Doğrusunu söylemek gerekirse iş hiç durmadı. Durmak büyük bir kayıp anlamına geliyordu. Kurbanlardan biri 10 manat karşılığında kesildi, 10 manat karşılığında da doğrandı. Bir kilogram et 20 manattan hesaplandı. Mesela 14 kiloluk koyunu satın alan kişi 300 manat ödemiş. Et için 280 AZN, kesme için 10 AZN, doğrama için 10 AZN. 20 kilogramlık bir koçun alıcıya maliyeti 420 manat. Bu arada burada 3-4 aylık (8-10 kg) kuzular da satılıyordu. Ancak tüm bunlar Azerbaycan Gıda Güvenliği Ajansı çalışanlarının dikkatinin ötesindeydi.

Yasamal’da “İdeal” düğün evinin yanında her yıl oluşturulan bu seyyar mezbaha hakkında birkaç kez yazdım ve ana yorumlardan birinin sağlıksız olduğu, kesilen kurbanların kanlarının Deneysel Düğün Evi’nin avlusuna açıkça akıtıldığı yönündeydi. Hastane. Nihayet bu yıl durumu nispeten düzelttiler, artık kanlı su açıktan değil, plastik borular aracılığıyla Deney Hastanesi topraklarındaki açık kanalizasyona akıyor…

Azerbaycan Gıda Güvenliği Enstitüsü’nün (AQTI) mobil laboratuvarı da çadırın yanında duruyordu. Amaç belli: Kesilen hayvanların sağlığını kontrol etmek. 3 saatlik gözlem sırasında orada herhangi bir laboratuvar testi yapılmadı. Çekime gelen gazeteciler – MIR, AzTV, Bakü TV, ATV çalışanları o gezici laboratuvardan çekimler yapmış, çekim öncesinde laboratuvarda bulunanlar beyaz önlük giyerek masanın arkasına geçerek bir operasyon yürütüyormuş görüntüsü oluşturmuşlardı. analiz. Çekim biter bitmez cübbelerini çıkardılar… Doğru yaptılar, sağlıksız bir yerde, beyaz cübbeler kirlenebiliyordu, gün içinde çok fazla çekim yapılıyordu ve orada durmak gerekiyordu. bornoz temiz…

Ayrıca vurulma zamanı gelince bir yeri arayıp “öğretmen” diyorlardı, o da gelip röportaj yapıyordu. Eh, pek de ileri gitmedi, yeni bir film ekibi gelince “öğretmen” tekrar çağrıldı ve yarım saat kadar olay yerinde kaldı.

Kesim istasyonu önünde sadece kurban kesenler değil, kurbandan pay bekleyen yaşlılar, gençler ve çocuklar da vardı. Yaşlı bir kadın, kurban kesmeye hazırlanan adamın yanına gelerek karaciğer (bağırsak) istedi. Görünüşe göre birine bir söz vermiş. Orta yaşlı bir kadın da sırasını bekleyen adamın yanına gelerek şöyle dedi:
“Çocuklarım kaç aydır et yemiyor, bana kurban eti alabilir misiniz?”.

Adam hiçbir şey söylemedi, sadece çadırın yanındaki yerini değiştirdi…
Kesenlerin, kesmeyenlerin, yiyenlerin ve yemeyenlerin Kurban Bayramı kutlu olsun…

Meydan.tv sitesininin makalesinin bir kısmı kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu